Sahih Hadis

Makaleyi PDF formatında kaydet



Sahih hadis (Arapça: الاحادیث الصحیحة) , İslam öğretileri kaynakları arasında yer alan sünnet kavramı içinde yer alan bir kategoridir. Bilgiye ulaşım ve nakledilen konuların Allah Resulü (s. a. a) ve Masum İmamlar (a. s) tarafından söylenip söylenmediği hususunda bazı ölçü ve kıstaslar ele alınmıştır. Bu sayede nakledilen hadislerin mütevatir, sahih, Mürsel, muvassak, uydurma olup olmadıkları anlaşılır.

İçindekiler

1 - Hadis’in Tarihçesi
2 - Hadis Alanında Çalışmalar
       2.1 - İmamlar’dan Nakledilen Hadisler
       2.2 - Usul-i Erbaa Mie
              2.2.1 - Usul’ün Anlamı
              2.2.2 - Tahammülü’l-Hadis
       2.3 - Zayıf Hadislerin Varlığı
              2.3.1 - Zayıf Hadislerin Temizlenmesi
                     2.3.1.1 - Metin ve Senedi Temizleme
                     2.3.1.2 - İmamların Uyarısı
                     2.3.1.3 - Alimlerin Çalışmaları
              2.3.2 - Metinin Temizlenmesi
                     2.3.2.1 - Hadisin Masumlara (a. s) ve Alimlere Sunulması
                     2.3.2.2 - Gulat’ın Varlığı ve Hadis Uydurmaları
                     2.3.2.3 - Nüshaları Karşılaştırma
                     2.3.2.4 - Hadis Nakli İcazeti
                     2.3.2.5 - Fihrist Metodu
                     2.3.2.6 - Rivayetlerin Metninin Kuran İle Uyumu
3 - Sonuç
4 - Dipnot
5 - Kaynakça

Hadis’in Tarihçesi

[Düzenle]

Hadis alanında birtakım muhalif ve münafıklar tarafından yapılan hadis uydurma, hadisin metninde azaltma, çoğaltma ve değişiklik yapma olayı Peygamberimizin (s. a. a) zamanından beri başlamıştır. Bunlar fırsatçıların Müslümanların saflarına ne kadar nüfuz ettiklerini göstermektedir. Hz. Muhammed de (s. a. a) bu kötü işin sonucunu önlemek için kendi zamanında uyarılarda bulunmuş, akıl ve insaf sahiplerine bu tehlikeyi bildirmiştir. Masum İmamlar (a. s) ve ardı sıra değerli alimlerde bu büyük tehlikenin farkına vardıklarından böyle bir durumlarla mücadele etmek için çeşitli metotlar geliştirmişlerdir.

Hadis Alanında Çalışmalar

[Düzenle]

Müslümanların düşünce tarihi göstermektedir ki din alimleri, Peygamber (s. a. a) ve Masum İmamlardan (a. s) gelen hadis ve rivayetlerin doğruluğuna emin olma hususuyla birlikte, ilimin bütün alanlarında yönlendirmeleri yapmışlardır. Hadisin doğruluğunu anlamak için ortaya koyulan çeşitli yöntemler, bu çabanın ne kadar geniş bir çapta yapıldığının delilidir.

← İmamlar’dan Nakledilen Hadisler


Şia kaynaklı hadislerin çoğu, İmam Muhammed Bakır (a. s) ve İmam Cafer Sadık’tan (a. s) elimize ulaşmıştır. Her ne kadar daha öncede hadis alanında kitaplar yazılmışsa da geneli bu dönemde yazılmıştır. Şeyh Müfid, el-İrşad kitabında, İbn Şehr-i Aşub, el-Menakib ve Tabersi, A’lam-ul Vera kitabında İmam Sadık’tan (a. s) bahsederken şöyle yazmaktalar: ‘Mezhep farklılığına rağmen İmam Sadık’tan (a. s) rivayet eden güvenilir kimselerin sayısı dört bin kişiyi bulmaktadır.
[1] Kazım Müdirşaneçi, Tarih-i Hadis, s. 91.


← Usul-i Erbaa Mie


Onların içinde kitap yazma başarısı gösterenler vardır ki, sonraları bu kitaplar ‘Usul-i Erbaa Mie’ (Dört Yüz Usul) diye meşhur olmuşlardır. Bu dört yüz usul, Şia’nın ilk yazılan eserlerindendir. Onlardan şu anda elimizde çok azı kalmışsa da rivayetlerinin çoğu, Kutub-i Erbaa’da (el-Kafi, et-Tehzib, el-İstibsar, Men La Yehzuruh-ul Fakih) gelmiştir. ’
[2] Kazım Müdirşaneçi, Tarih-i Hadis, s. 91.


←← Usul’ün Anlamı


Çoğulu, usül olan Asıl’ı (Arapça: الاصل) şöyle tarif etmişlerdir: Ravi’nin her hangi bir vasıta olmadan İmamın (a. s) bizzat kendisinden duyup yazdığı şeye denir. Fakat başka bir kitap aracılığıyla İmamdan (a. s) alınıp toplanan mecmuaya Fer’i (Arapça: فرع) ve ilk kaynağa da Asıl demektedir.
[3] Muhammed Yusuf Hariri, Ferheng-i Istılahat, s. 11.
Bu yüzden, eksiklik, fazlalık ve unutkanlık ihtimali bu naslarda çok azdır.

←← Tahammülü’l-Hadis


Demek ki ilk kaynaklar, en üst seviyede yanlışlıklardan uzaktırlar. Gerçi, rivayetlerde takiyye veya Usul yazarlarının birinin adına kitap yazmak gibi ihtimaller söz konusu olsa da kitabın kendi sahibinden duymak veya kitabı onun yanında okumak yahut hadis şeyhinin hadis nakletmeyi talebesine izin vermesi gibi Tahammülü'l-Hadis (aldığı hadisleri başkasına nakletmek üzere yüklenmek) yol ve metotları göz önüne alındığında, kitap uydurma ihtimali mantığın kabul edebileceği ölçüde ortadan kalkmaktadır. Bunlar, Şii hadis usulünün kaynaklarını, her türlü sahtekarlıktan ve hileden korunmak için yapılan dikkat ve çabalardı.

← Zayıf Hadislerin Varlığı


Ancak bütün bu çabalara rağmen Masumun (a. s) söylemediği hadisler de Şii kitaplarına girmiştir. Onların temizlenmesi için Şii hadis tarihinde aşağıda da getireceğimiz sonuçlar ortaya çıkmıştır. İddiacının da itiraf ettiği gibi Gulat ve Müfevvize birçok hadis uydurmuşlardır.

←← Zayıf Hadislerin Temizlenmesi


Fakat bu, rivayet kitaplarımızın böyle rivayetlerle dolu olduğu ve onlardan temizlenmediği anlamına gelmez. Aksine, bu iş birkaç merhalede gerçekleşmiştir. Bu temizlik, Rical ilmine de ait değildir. Uydurma: 1-Hadisin senet ve metnini (muhteva) uydurma, 2-Görünüşte sahih senetle (senet doğrudur, ama başka bir rivayete aittir) hadisin metnini uydurma olarak iki şekilde olduğundan onları temizlemekte iki şekildedir: a) Metin ve senedi temizleme, b) Metni temizleme.

←←← Metin ve Senedi Temizleme


Bu alanda yapılan çalışmalar da iki şekilde gerçekleşmiştir.

←←← İmamların Uyarısı


Şii mirasındaki uydurma hadisler hakkında ilk uyarı Masum İmamlardan (a. s) gelmiştir. Onlar (a. s) , hadis uyduran kimselere dikkat çekmiş, uydurma hadislerdeki fikir ve manaların türüne işaret etmişlerdir. Abdullah b. Meskan, İmam Sadık’ın (a. s) bazı ashabından Onun (a. s) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Allah, Muğire b. Said’e lanet etsin! O, babam İmam Bakır’ın (a. s) adına hep yalan hadis uydurmaktadır. Allah, ateşin sıcaklığını ona ulaştırsın. Allah, bizim hakkımızda bizim inancımız olmayan şeyleri bize nispet veren kimseye lanet etsin. Allah, bizi yaratan, kendisine döneceğimiz ve bütün işlerimizin elinde olduğu Allah’a kulluk derecesinden bizi indiren kimseye lanet etsin. ’ Böyle uyarılar, bu sapıtmış grupların isim ve düşüncelerini senet ve metinlerden uzaklaştırılmasına neden olmuştur. Masumların (a. s) ashabı ve Şii muhaddisler dikkat ve titizlikleriyle böyle sapıklılıkları önemli ölçüde temizlemişlerdir.

←←← Alimlerin Çalışmaları


Bu temizlemeler, Kutub-i Erbaa (el-Kafi, et-Tehzib, el-İstibsar, Men La Yahduruh-ul Fakih) yazarları zamanında da yapılmıştır. Kendilerinin de dediği gibi uzman ve ahdine bağlı kimselerden Allah’la kendileri aralarında hüccet olacak hadisleri toplamışlardır. Yani kendilerine göre sahih olan hadisleri toplamışlardır. Öte yandan eskilere göre sahih ıstılahının, bir rivayetin söylendiğine itminan etmeleri demek olduğunu biliyoruz. Bu da metin ve senet yönünden yapılan inceleme neticesinde bir hadisin Masumun (a. s) ağzından çıktığına itminan etmekle oluyordu.
Kısacası, Kutub-i Erbaa üzerine Rical biyografisi kitaplarından (Rical-i Keşşi, Fihrist-i Necaşi, Rical-i Tusi, Fihrist-i Tusi) önce bu alanda birçok Rical kitabı vardı. Yani hadislerin elenmesine Masumların (a. s) zamanında başlanmıştı. Muhaddisler ise hadislerin ricalini göz önüne alarak hadis yazarlardı, yoksa gözü kapalı, eleştirmeden, cerh ve ta’dil yapmadan bu işi yapmamışlardır. Örneğin, Abdullah b. Cebele Kenani (Ö. 219 h.) , Muhammed b. İsa Yaktini, Hasan b. Mahbub (Ö. 224 h.) , Hasan Ali b. Fazzal (Ö. 224 h.) vs. gibilerinde rical kitapları vardı.
[7] Kazım Müdirşaneçi,Tarih-i Hadis, s. 56-57.

Bundan sonra Kutub-i Erbaa’nın rical ve biyografi kitapları yazıldı. Bu kitaplarda ravileri ve rivayet kitaplarını tanıma ve yazarlarına ait olup olmadığı konusunda birçok çalışmalar yapılmıştır.

←← Metinin Temizlenmesi


Hadislerin metnini her türlü kasıtlı ve kasıtsız değişim ve tahriften ayrıştırmak için şu yollardan yararlanılmaktadır:

←←← Hadisin Masumlara (a. s) ve Alimlere Sunulması


Metin elemesinde Masumların ashabı, özellikle İmam Rıza (a. s) ve İmam Hasan Askeri’nin (a. s) ashabının uyguladığı yöntemlerden biri rivayetlerin Masumlara (a. s) sunulması, onların sahih ve uydurma olduğundan emin olunmasıdır.
Rivayetlerde ‘Arz-ul Hadis’ (Hadis Sunumu) denen bu yol, daha çok ilk dönemde yani Masumların (a. s) olduğu dönemde yazılan hadislerde görülmektedir. Bu yöntemle hadis, Masum İmam’a (a. s) veya büyük ve güvenilir ashabından birine sunulmakta, hadisin metnindeki kelimelerin teyit ya da inkarı alınmaktaydı.
Hadis sunumu, hadis naklinin doğuşuyla başlamış ve devam edegelmiştir. Eski hadis kitaplarında İmam Ali’ye (a. s),
[8] Rical-ul Keşşi, c. 2, s. 692-700.
İmam Hasan’a (a. s),
[10] Tabakat-u İbn Saad, c. 3, s. 26.
[11] Müsned-i İmam Mücteba (a. s) s. 535, hadis, 36.
İmam Hüseyin’e (a. s),
[12] Kitab-u Süleym b. Kays el-Hilali, c. 2, s. 628.
[13] el-Müstedrek Al’a-s Sahiheyn, c. 3, s. 187, hadis: 4798.
[14] Daaim-ul İslam, c. 1, s. 142.
[15] el-Caferiyat, s. 5, hadis, 42
[16] Tefsir-i Ayyaşi, c. 1, s. 157, hadis, 530.
İmam Seccad’a (a. s),
[17] el-Kafi, c. 8, s. 15, hadis, 2.
[18] Kitab-u Süleym b. Kays el-Hilali, c. 2, s. 559.
[19] Rical-ul Keşşi, s. 104, No: 167.
İmam Bakır’a (a. s) ,
[20] Şeyh Tusi, el-Fihrist, s. 176.
[21] Maan-il Ahbar, s. 382, hadis, 13
İmam Sadık’a (a. s). .. hadis sunumu örnekleri vardır.
Birçok hadisin İmam Sadık’a (a. s) sunumu, Onun (a. s) döneminde bu işin ciddileştiğini göstermektedir. Bu dönemde Teşeyyü hüviyeti tescillenmiş, İmamiye Şiası, Zeydiye ve diğer Şia fırkalarından ayrılmıştır. Bu mektepte hadis ehli ve eğitilmiş raviler, Şia’ya ve İmamlarına (a. s) nispet verilen her şeyin doğruluğunun ölçüldüğü mihenk taşlarıydı. Onlarda yazılmış veya nakledilmiş hadislerin sunumunu yaparak, Şia’nın mirasını garanti altına aldılar.

←←← Gulat’ın Varlığı ve Hadis Uydurmaları


Bu dönemin tehlikeli hareketi Guluv hattıdır. Gulat, makam sevdalarından dolayı Masum İmamlara (a. s) gerçek makamlarından daha üstün makamlar uydurmuş ve kendilerini de Onların (a. s) halifeleri olarak görüp, kötü maksat ve hedeflerine ulaşmak istemişlerdir. Masum İmamlar da (a. s) daha baştan bu sapık ve tehlikeli grubun farkına varmış ve başkalarına da bunun zararını söylemişlerdir. Bunların çeşitli örneklerine rical kitaplarında, özellikle Rical-ı Keşşi’de ‘Ebu’l Hattap’ ve ‘Yunus b. Zebyan’ gibi gulatların durumlarında rastlamaktayız.
[22] Rical-ul Keşşi, s. 291-292.
[23] Rical-ul Keşşi, s. 363-364, 546.
[24] Maan-il Ahbar, s. 181, hadis, 1.
[25] Bihar-ul Envar, c. 26, s. 140, hadis, 12

Aynı şekilde Yunus b. Abdurrahman, İmam Rıza’ya (a. s) birçok hadis sunmuş, İmam da (a. s) onların çoğunu reddetmiştir.
[26] Rical-ul Keşşi, s. 224.
Bunun benzeri Benî Fezzal’ın kitapları için de yapılmıştır. İmam Hasan Askeri (a. s) , o kitapların ravilerini teyit etmiştir.
[27] Kulliyatun Fi İlm-ir Rical, s. 278.

Hadis sunum yöntemi, yüzeysel yaklaşımların Şia hadislerinden çıkmasına ve dar düşünceli uydurmacıların -sayıları da az değildi- hadislerden uzaklaşmasına neden olmuştur. İmamın bir hadisi korku hissiyle reddetmesi, Şia saflarına girmiş birçok münafığın hadis nakletmesine engel olmaya ve onları o pak sahadan uzaklaştırmaya yetmiştir. Ancak yine de tümüyle temizlendiği söylenemez.

←←← Nüshaları Karşılaştırma


Bu metot eskiden beri alimler ve Peygamberin (s. a. a) ve Masumların (a. s) ashabı arasında olan bir metottu. Yani belirli sürelerde nasslar, hadis kitapları ve el yazma eserler güvenilir kimselerin sahih ve asıl yazılarıyla karşılaştırılır ve tatbik edilirdi. Bu metot, kasıtlı ve yanlışlıkla yapılan tahrifleri, fazlalıkları ve eksiklileri gidermek için yapılan bir çabaydı.

←←← Hadis Nakli İcazeti


Hadis alimleri nakil icazetini, Tahammül-ül Hadis’in en önemli yollarından biri olarak kabul eder ve hadislerin naklinin doğruluğuna destek amacıyla karşılıklı alışverişe önem verirlerdi. Şöyle ki, hadis ilmi üstatları yazılı veya şifahen hadisleri nakletme iznini talebelerine verirlerdi. Genellikle de bu icazetlerde üstatların, hadis şeyhleri ve eserlerinin isimlerini getirirlerdi. Örneğin, ünlü fakih, değerli muhaddis ve hicri 3. y. y’da Kum Şehrindeki parlak çehrelerden biri olan Ahmed b. İdris Eş’ari Kummi, 11. İmam olan İmam Hasan Askeri’nin (a. s) huzuruna varma şerefine nail olmuştu. O, çeşitli ilimleri Ahmed b. İshak Kummi (İmam Mehdi’nin (a. f) Kum şehrindeki temsilcisi) gibi kendi asrının ünlü İmamiye üstat ve alimlerinden ve Şia’nın onlarca başka parlak çehresinden almış, fıkıh ve hadis alanlarında değerli kitaplar yazmıştır. O, Masum İmamlardan (a. s) çeşitli rivayetler nakletmiştir. Onun mektebinde bilgin talebeler yetişmiş ve ondan rivayet izni almışlardır. Onun en önemli ve en meşhur öğrencisi Sıkat-ul İslam Muhammed b. Yakup Kuleyni’dir. Şia’nın en güvenilir hadis kitaplarından olan el-Kafi, Kuleyni’nin eseridir. O, İbn İdris’in rivayetlerini vasıtasız nakletmiştir.
Rivayet icazetinin önemli faydalarından biri, hadislerin senetlerinin Masum İmamlara (a. s) ulaşmasıdır. Üstatlar genellikle rivayet icazetlerinde senet silsilesini M olla Muhammed Taki Meclisi, Şehid-i Evvel, Allame Hilli veya Şeyh Tusi gibi büyük şeyhlerden birine ulaştırır ve orada dururlardı. Çünkü büyük şeyhlerin usulü belli idi.

←←← Fihrist Metodu


İlk dönem alimlerin uyguladığı bir metottu. Yani rivayetleri birtakım karinelerle ölçer ve onları kabul ya da reddederlerdi. Mesela, Kum ekolünde olanlar, guluv konusunda çok katıydılar. Öyle ki İbn Velid, Saffar’ın Basair-ud Derecat kitabının dışında bütün kitaplarını nakletmiştir.
[28] Rical-ul Keşşi, s. 251, Muhammed b. El-Hasan el-Saffarif’in yaşamı
Halbuki onların hepsini yazan Muhammed b. El-Hasan el-Saffar’dır. Yine İbn Velid, Nevadir-ul Hikmet’in birkaç ricalinin dışında bütün ricalleri teyit ediyor.
[29] Rical-i Necaşi, s. 245, Muhammed b. Ahmed b. Yahya’nın yaşamı
Bu ret, onların zayıf olduğundan dolayı değil, aksine bir rivayet bu senetle bu kitapta geldiği için reddedilmiştir.
Bu metot, her ne kadar bireysel ve içtihada dayalı olsa da onunla rivayetlerin metninde bir çeşit temizlik yapılmaktadır.

←←← Rivayetlerin Metninin Kuran İle Uyumu


Metotlardan bir diğeri, rivayetlerin Kuran’a sunulmasıdır. İslam Peygamberi (s. a. a) ve Masum İmamlar (a. s) defalarca şöyle buyurmuşlardır: ‘Bizden size bir hadis ulaştığında onu Allah’ın kitabıyla karşılaştırın, Kuran’a uyanı alın (ona göre amel edin) , muhalif olanı da bir kenara bırakın veya bize döndürün (doğru ya da yanlışlığını bizden sorun). ’
[30] Tehzib-ul Ahkam, c. 7, s. 275: Nebi’nin (s. a. a) ve Masum İmamların (a. s) şöyle buyurdukları rivayet edilir...

Aynı şekilde Allah, menfaatine düşkün fırsatçılara karşı değerli nebevi mirası korumak için hakkın peşinden olan Müslümanların baş vurabileceği korumacılar koymuştur. Hakkın peşinde olan kimselerden biri Süleym b. Kays el-Hilali’dir. O, peygamber adına söylenen yalanların, karıştırmaların, iktibasların ve nakildeki farklılıkların farkına varmış ve Peygamberin (s. a. a) hadislerini yalnızca Ehlibeyt’in (a. s) doğru ilminden alınmasının mümkün olduğunu anlamıştır.
[31] Abdulhadi Mesudi, Mecelle-i Ulum-i Hadis, sayı, 6.


Sonuç

[Düzenle]

Kısacası Masumların (a. s) ve ashabının sıkı çabaları, ciddi çalışmaları ve zorlu mücadeleleri sonucunda bugün zengin ve bir ölçüye kadar sağlam miraslar elimize ulaşmıştır. Ancak alimler ve müçtehitler bu çabaların yanı sıra sahih rivayetleri diğer rivayetlerden ayırmak için yine de senet ve metinde derin araştırmalar yapmanın, başka karine ve deliller bulmanın gerekli olduğuna inanmaktalar. Alimler ve müçtehitler rivayetlerin senedi ve Kutub-i Erbaa’nın rivayetlerini aldığı ilk kitapların, onları yazanlara ait olup olmadığı hakkında yaptıkları araştırmaların sonucunda muhtemelen bazı kesin karinelere göre senet ve metini sahih olmayan rivayetleri kabul etmeyebilirler. Örneğin bir rivayetin, 1-Kesinlikle Kur’an’a muhalif olması, 2-Usul-i Mezhebe muhalif olması, 3-Tarih boyunca İmamiye alimlerinin onu dikkate almaması, 4-Takiyyeden dolayı söylenmiş olması, 5-Uydurma olduğuna dair alametlerin olması vb. gibi karinelere göre reddedebilirler. Bu ve daha başka birçok önemli ve teknik yollar var ki, günümüz alim ve müçtehitleri onları bir rivayetin kabul veya reddinde kullanmaktadırlar.

Dipnot

[Düzenle]
 
1. Kazım Müdirşaneçi, Tarih-i Hadis, s. 91.
2. Kazım Müdirşaneçi, Tarih-i Hadis, s. 91.
3. Muhammed Yusuf Hariri, Ferheng-i Istılahat, s. 11.
4. Mamakani, Telhis-u Mikyas-il Hidaye, s. 156.    
5. Saduk, Men La Yaduruh-ul Fakih, c. 1, s. 3, Camiay-ı Müderrisin yayınları    
6. Ali Ekber Seyfi Mazenderani, Mikyas-ur Rivaye Fi İlm-id Diraye, s. 44    
7. Kazım Müdirşaneçi,Tarih-i Hadis, s. 56-57.
8. Rical-ul Keşşi, c. 2, s. 692-700.
9. Kitab-u Süleym b. Kays el-Hilali, c. 2, s. 558, 562.    
10. Tabakat-u İbn Saad, c. 3, s. 26.
11. Müsned-i İmam Mücteba (a. s) s. 535, hadis, 36.
12. Kitab-u Süleym b. Kays el-Hilali, c. 2, s. 628.
13. el-Müstedrek Al’a-s Sahiheyn, c. 3, s. 187, hadis: 4798.
14. Daaim-ul İslam, c. 1, s. 142.
15. el-Caferiyat, s. 5, hadis, 42
16. Tefsir-i Ayyaşi, c. 1, s. 157, hadis, 530.
17. el-Kafi, c. 8, s. 15, hadis, 2.
18. Kitab-u Süleym b. Kays el-Hilali, c. 2, s. 559.
19. Rical-ul Keşşi, s. 104, No: 167.
20. Şeyh Tusi, el-Fihrist, s. 176.
21. Maan-il Ahbar, s. 382, hadis, 13
22. Rical-ul Keşşi, s. 291-292.
23. Rical-ul Keşşi, s. 363-364, 546.
24. Maan-il Ahbar, s. 181, hadis, 1.
25. Bihar-ul Envar, c. 26, s. 140, hadis, 12
26. Rical-ul Keşşi, s. 224.
27. Kulliyatun Fi İlm-ir Rical, s. 278.
28. Rical-ul Keşşi, s. 251, Muhammed b. El-Hasan el-Saffarif’in yaşamı
29. Rical-i Necaşi, s. 245, Muhammed b. Ahmed b. Yahya’nın yaşamı
30. Tehzib-ul Ahkam, c. 7, s. 275: Nebi’nin (s. a. a) ve Masum İmamların (a. s) şöyle buyurdukları rivayet edilir...
31. Abdulhadi Mesudi, Mecelle-i Ulum-i Hadis, sayı, 6.


Kaynakça

[Düzenle]

İslamquest sitesi "Sahih hadisler ve uydurma hadisler" makalesinden yararlanılmıştır    






جعبه ابزار