İçtihat Dönemleri
Makaleyi PDF formatında kaydet
İçtihat dönemlerini (Arapça: ادوار الاجتهاد)
Peygamber’in (s. a. a) risaletinin başlangıcından ele alabiliriz.
[Düzenle]
İçtihat dönemleri, içtihadın oluşmasından itibaren ki
Hicret'in 1. yılında başlamıştır, zamansal süreç içerisinde gelişimine ve şimdiye kadar devam eden sürecine denir. İçtihadı farklı açılardan çeşitli dönemlere ayırabiliriz. Bu sınıflandırmanın en kamili “ içtihat dönemleri” kitabında da geçtiği şekliyle sekiz döneme ayrılmasıdır.
İçtihadın ilk dönemi, onun başlangıcı olan asırdır:
Bu dönem Allah Resulü’nün (s. a. a)
Medine’ye girdiği günden başlar ve hazretin rıhletine kadar devam eder. Yaklaşık 11 yıl sürmüştür. İçtihat için uygun ortam
Mekke’de bulunmuyordu, zira içtihadın usul ve genel kanunları hicretten sonra Medine’de
Cebrail vasıtasıyla Mekke’de Peygamber’e vahiy oldu. Elbette o zamanda da
kariler ve alimler için içtihat kapısı açıktı. Ama fer’i konuların az olması, Allah Resulü’nün (s. a. a) Müslümanlar arasında bulunması ve insanların kendisine ulaşma imkanı olması gibi nedenlerle içtihada gerek kalmıyordu. Tabi ki o dönemde de şahsi görüşe göre içtihatta bulunmak Allah Resulü (s.a.a) tarafından yerilmiştir.
İkinci dönem, içtihat için hazırlık ve alt yapının oluştuğu devirdi:
İçtihadın ikinci önemi hazırlık ve zemin oluşturma dönemiydi ve birinci döneme göre daha geniş bir zamanı kapsar. Bu dönem Resulullah’ın (s. a. a) vefat etmesiyle başlar ve
İmam Zaman’ın (a. f) Hicretin 329. yılındaki
Büyük Gaybet’ine kadar devam eder. Bu dönem yaklaşık 318 yıl sürmüştür.
Bu dönemde içtihat alimler ve
müçtehitler nezdinde bulunan
Kuran ve
sünnet gibi muteber
şer’i kaynaklardan yararlanarak ilerliyordu. Ama
Masum İmamlar’ın (a. s) varlığı
Şialar’ın içtihada fazla ihtiyaç duymamasını sağladı.
Ehli Beyt İmamları’nın (a. s) bulunmadığı yerlerde ise insanlar Onlar’ın (a. s) yönlerdiği
sahabelere müracat ediyorlardı. Bu dönemde Ehli Beyt İmamları (a. s) sahabelerini
Usul İlmindeki fer’i konularda uzmanlaşmalarını emretmiş bu da Usul ilminin neticede de içtihadın gelişmesini sağlamıştır. Bu dönemde İmamlar (a. s) şahsi görüşe göre içtihatta bulunmayı şiddetle reddetmiş.
Üçüncü dönem,
usul kaidelerinin ve içtihattaki ortak unsurların formüle edilip toplandığı devirdir. Bu dönem Şia fıkhı için büyük müçtehit»
Ebu Muhammed Hasan İbn Ali Huzza Ummani «meşhur adıyla
İbn Ebi Agil (ابن ابی عقیل) (D. 329 Hicri) , aynı zamanda»
Kuleyni «ile muasırdır, başlar ve
Şeyh Tusi zamanına kadar yaklaşık 40 yıl devam eder. Bu dönem
Ehli Sünnet fıkhı için ise büyük tarihçi
İbn Helekan’a göre»
Gazi Ebu Yusuf «ile ve
İbn Haldun başta olmak üzere bazılarının görüşüne göre de»
Muhammed İbn İdris Şafii «ile başlayıp günümüze kadar devam eder.
Bu hususta Şia ile Ehli Sünnet arasındaki farkın kaynağını şöyle açıklayabiliriz: Şia usul kaidelerinin ve içtihattaki ortak unsurların toplanmasından sonraki 40 yılda Şeyh Tusi gibi değerli alimler tarafından bu kaidelerin kullanımına yöneldi ama Ehli Sünnet bu alana daha önceden girmişti, zira onlar Şia’dan önce içtihada yönelmişlerdi.
Dördüncü dönem içtihadın
müşterek unsurlarının kaynaklarda kullanıldığı asır:
İçtihadın dördüncü dönemi, usul kaidelerinin ve müşterek unsurların şeraitin kaynağı olan Kuran, sünnet gibi kaynaklara daha geniş kapsamlı olarak uygulandığı dönemdir. Bu dönem Şeyh Tusi ile başlar ve onun torunlarından olan
İbn İdris’e kadar devam eder, yaklaşık 150 yıl sürmüştür.
Şeyh Tusi bu devirde içtihadı kuralları ile fiile döküp içtihadın genel kanunlarını kaynaklar üzerinde tatbik ederek fıkıh dairesinin genişlemesini sağlamıştır.
Beşinci dönem, delillendirmenin (
استدلال) içtihat sahasında genişlediği dönem:
Bu dönem Şia için içtihat konularının ve delillendirmenin genişleyip geliştiği dönenmdir. İbn İdris ile başlar ve Vahid Behbehani zamanına kadar devam eder, yaklaşık 615 yıl sürmüştür.
Ehli sünnet alimleri için ise bu dönem içtihat kapısı kapalı olduğundan insanlar daha önceki alimlerin fetvalarına başvuruyorlardı. Yine de az sayıdaki alim içtihatta bulunuyordu.
Şia arasında bu dönem sünnetin incelenmesi, rivayetlerin nelere işaret ettiğinin araştırılması, yeni görüşlerin sunulması veya irdelenmesi bakımından çok geliştiği devirdir.
Altıncı dönem, gelişim dönemi olarak adlandırılır.
Vahid Behbahani (v. 1205 h.) ile başlar ve
Şeyh Murtaza Ensari’ye kadar devam eder.
İlim havzaları bu dönem boyunca içtihat konularında kalkınmaya ve gelişmeye şahit olmuştur. Usulcüler ve müçtehitler önceki döneme göre daha geniş kapsamlı araştırma gerçekleştirdiler ve içtihat alanında kendi dönemlerinde zirveye ulaştılar diyebiliriz. Daha önce güçlenmiş olan ahbari akımı yıkıma uğramıştır.
Yedinci dönem, içtihat konularında derinleşme:
Bu dönem bazı özellikleri ile diğer dönemlerden farklılık arzeder. İçtihat konularında gözle görülür bir değişim ve dakik inceleme gerçekleşmiştir. Delil getirme, istidlal, noktasında da daha dakik olunduğu ve gelişme gösterildiği devirdir. Bu dönem fakihlerin ve müçtehitlerin üstadı sayılan Şeh Murtaza Ensari ile başlar ve
İmam Humeyni zamanına kadar devam eder.
Sekizinci dönem, yeni kapsayıcı içtihadın işlevsellik kazandığı asır:
Zamanın getirdiği gelişmeler karşısında içtihadın yeni yöntemler ile asrın seçkin fakihi Hazreti İmam Humeyni tarafından işlevsellik kazandırıldığı dönemdir ve bu da İslam hükümetinin kurulması ile başlamış olup şimdi de devam etmektedir. Bu dönemde
fakih kendisini kısıtlayan çerçevelerden kurtulup yeni istinbat (sonuç çıkarma) yöntemlerini onların yerine koymuştur. İslam hükümetinin kurulması ile fakih toplumun idaresi alanına adım atmış, içtihat için içtimai, idari, ve evrensel program oluşturma gibi yeni açılar ortaya çıkmıştır.
[Düzenle]
[Düzenle]
Ferhengname’i Usul’i Fıkh, Merkez’i İttilaat ve Medarik’i İslami "İçtihat Devreleri" makalesinden 10.02.2022 tarihinde alıntıdır.