Nefis Muhasebesi
Makaleyi PDF formatında kaydet
Nefis muhasebesi (Arapça: محاسبة النفس) , yahut “muhasebe” ilkesi,
ahlak alimleri ve
ariflerin özel bir ilgi gösterdiği ahlaki ve irfani ilkeler de dahil olmak üzere
İslam'ın en önemli ahlaki öğretilerinden biridir.
[Düzenle]
Muhasebe, unutkanlık ve
gafletin zıttıdır. Yani insanın, her gün ve gece, kendini hesaba çekeceği zamanı belirlemesi,
itaat ve
isyanını incelemesidir. Nefsini
Allah’a itaat hususunda suçlu bulduğunda onu serzeniş etmesi, aksi durumda ise
Rabbine şükretmesi anlamını taşır.
[Düzenle]
Hadislerde de nefsin muhasebesine büyük önem verilmiş ve İslam dini önderleri takipçilerine bunu tavsiye etmiştir. Burada konuyla ilgili birtakım rivayetleri zikredeceğiz
[[|Hz. Muhammed (s. a. a)]] buyuruyor ki:
“حاسبوا أنفسکم قبل أن تحاسبوا و زنوا قبل أن توزنوا و تجهّزوا للعرض الأکبر”
“Sizleri hesaba çekmeden önce, kendinizi hesaba çekin. (Amellerinizi) ölçmeden önce, siz kendiniz ölçün ve
kıyamet günü için kendinizi hazırlayın”
Yine Hz. Muhammed (s. a. a) ,
Ebuzer Gıfari’ye (a. s) verdiği öğütlerinden birinde şöyle buyuruyor:
“یَا أَبَا ذَرٍّ حَاسِبْ نَفْسَکَ قَبْلَ أَنْ تُحَاسَبَ فَإِنَّهُ أَهْوَنُ لِحِسَابِکَ غَداً وَ زِنْ نَفْسَکَ قَبْلَ أَنْ تُوزَنَ وَ تَجَهَّزْ لِلْعَرْضِ الْأَکْبَرِ یَوْمَ تُعْرَضُ لَا تَخْفَی عَلَی اللَّهِ خَافِیَةٌ إِلَی أَنْ قَالَ یَا أَبَا ذَرٍّ لَا یَکُونُ الرَّجُلُ مِنَ الْمُتَّقِینَ حَتَّی یُحَاسِبَ نَفْسَهُ أَشَدَّ مِنْ مُحَاسَبَةِ الشَّرِیکِ شَرِیکَهُ فَیَعْلَمَ مِنْ أَیْنَ مَطْعَمُهُ وَ مِنْ أَیْنَ مَشْرَبُهُ وَ مِنْ أَیْنَ مَلْبَسُهُ أَ مِنْ حَلَالٍ أَوْ مِنْ حَرَامٍ یَا أَبَا ذَرٍّ مَنْ لَمْ یُبَالِ مِنْ أَیْنَ اکْتَسَبَ الْمَالَ لَمْ یُبَالِ اللَّهُ مِنْ أَیْنَ أَدْخَلَهُ النَّارَ”
“Ey Ebuzer! Seni hesaba çekmelerinden önce sen kendini hesaba çek. Bu yarınki (kıyamet günü) hesaptan daha kolaydır. (Amellerini) ölçmelerinden önce, sen kendin ölç ve kendini kıyamet gününe hazırla ki o gün, Allah’a karşı hiçbir şey gizli kalmayacaktır. ” Ardından şöyle devam etti: “Ey Ebuzer! Bir ortağı hesaba çekmekten daha zor olan kendi nefsini hesap etmedikçe, hiç kimse takvalı sayılmaz ki, Bu hesap sonucunda yiyeceğinin, içeceğinin ve giyeceğinin nereden olduğunu bilsin. ”
İmam Sadık’tan (a. s) şöyle nakledilir:
“حَمَّادُ بْنُ عِیسَی عَنْ إِبْرَاهِیمَ بْنِ عُمَرَ عَنْ أَبِی عَبْدِ اللَّهِ (علیهالسلام) قَالَ: لَیْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ یُحَاسِبْ نَفْسَهُ فِی کُلِّ یَوْمٍ فَإِنْ عَمِلَ خَیْراً (حَسَناً) اسْتَزَادَ اللَّهَ مِنْهُ وَ حَمِدَ اللَّهَ عَلَیْهِ وَ إِنْ عَمِلَ شَرّاً اسْتَغْفَرَ اللَّهَ مِنْهُ وَ تَابَ إِلَیْهِ”
“Kendini her gün hesaba çekmeyen bizden değildir. Kim nefsini hesaba çeker ve onun iyi işler yaptığını görürse, Allah'tan daha çok hayır istesin ve yaptığı iyilikler için Allah'a
hamd etsin. Eğer şer ve kötü bir şey yaptıysa Allah’tan bağışlanma dilesin ve
tövbe etsin. ”
[Düzenle]
“Hesaba çekmelerinden önce” gibi başlıklı bu ve benzeri rivayetlerde geçenler; kıyamet günündeki kesin ve dakik hesabı ele alan
ayetlere atıfta bulunur. O gün kulların hesabı çok dikkatli ve hassas yapılacaktır. Öyle ki en küçük insan fiilleri ve sözleri, bir tohum ve miskal kadar dahi olsa hesaba çekilecektir. Örneğin:
1- Allah Teala buyuruyor ki: “وَ نَضَعُ الْمَوازینَ الْقِسْطَ لِیَوْمِ الْقِیمَةِ فَلا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَیْئاً”
“Ve Biz, kıyâmet günü
adalet mizanlarını koyarız. O zaman, kimseye hiçbir şeyle
zulmedilmez. ”
2- “وَ انْ کانَ مِثْقالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ اتَیْنا بِها وَ کَفی بِنا حاسِبینَ”
“Ve hardal tanesi kadar bir ağırlık olsa, onu getiririz (hayat filminde gösteririz). Ve bize, hesap görücüler kâfidir. ”
3- “فَمَنْ یَعْمَلْ مِثْقالَ ذَرَّةٍ خَیْراً یَرَهُ• وَ مَنْ یَعْمَلْ مِثْقالَ ذَرَّةٍ شَرّاً یَرَهُ”
“Artık kim zerre ağırlığınca
hayır işlerse, onu görür. Artık kim zerre ağırlığınca bir
şer (kötülük) işlerse, onu görür. ”
4- “فَوَرَبِّکَ لَنَسْئَلَنَّهُمْ اجْمَعینَ• عَمَّا کانُوا یَعْمَلُونَ”
“Rabbine andolsun ki yaptıklarından dolayı muhakkak surette onların hepsini sorguya çekeceğiz! ”
5- “اقْرَأْ کِتابَکَ کَفی بِنَفْسِکَ الْیَوْمَ عَلَیْکَ حَسیباً”
“Oku kitabını! Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter! ”
O halde, insana bu dünyada emrolunduğu ve bu dünyada yapacağı hesabın ahiretteki hesaptan kurtuluş sebebi olduğu hesap, herkesin
mahşer hesabından önce kendi hesabını yapması ve nefsini hesaba çekmesidir. Ayrıca insanın amellerini, fiillerini, hareketlerini şer’i ölçü ve kanunlarla karşılaştırmasıdır. Böylece kıyamet günü hesabı daha kolay olacaktır.
[Düzenle]
Nefsin hesabı, kişinin geceleyin kendiyle baş başa kalması, amel ve davranışlarını tasvir etmesi, önce
farzların hesabını sorması, eğer hepsini doğru ve yerinde yapmışsa
dua etmesi, Allah'a şükretmesi ve bunu geliştirmeye çalışmasıdır. Eğer bunlardan (ilahi düsturlardan) herhangi birini terk etmişse, ondan telafi etmesini istemesi, eğer hal ve hallerinde bir kusur varsa, nâfile ve benzeri şeylerle telafi etmesidir. Bundan sonra
günah işlerinin hesabını incelemeli, günah işlemediyse Allah'a şükretmeli, günah işlediyse nefsini serzeniş etmeli ve nefsini zorluklara salmalıdır. Allah’tan da bunların telafi etmesini istemelidir.
[Düzenle]
Ayet ve hadislerde nefsin hesabı üzerinde yapılan tüm bu vurgu, insanların gaflet uykularından uyanmaları ve diğer yurtları olan
ahiret yurduna yönelip azık edinmeleri ve fırsat var olduğu müddetçe kendileri için
salih amel biriktirmeleri içindir.
İmam Ali’nin (a. s) de buyurduğu üzere:
“مَنْ حَاسَبَ نَفْسَهُ سَعِد”
“Kim, kendini hesaba çekerse,
saadete erer. ”
[Düzenle]
[Düzenle]
İslamquest sitesi, “Nefis Muhasebesi” makalesinden yararlanılmıştır.