Haram Aylarda Savaş
Makaleyi PDF formatında kaydet
Haram aylar (Arapça: الأشهر الحرم) ,
Hz. İbrahim (a. s) zamanından itibaren halk arasında kabul edilen ve çeşitli hükümleri olan aylardır. Bu aylar
İslam’da da kabul edilmiş ve hem
Kuran’ı Kerim hem de
rivayetlerde çeşitli şekillerde açıklanmıştır.
[Düzenle]
Haram aylardan maksat, yüce
Allah’ın saygınlığına riayet etmeyi
müminlere farz kıldığı aylardır. Hz. İbrahim (a. s) ve
Hz. İsmail (a. s) zamanından itibaren bu aylarda savaşmak çirkin sayılmaktaydı. Bu gelenek İslam’ın doğuşuna dek aynı şekilde
Araplar arasında da kabul görmüştür.
[Düzenle]
Kuran’ı Kerim de bunun doğrulamış ve haram ayların saygınlığını onaylamıştır. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. ”
[Düzenle]
Haram aylar
Zilkade,
Zilhicce,
Muharrem ve
Recep’ten ibarettir. Bu ayların saygın oluşu birtakım felsefe ve faydalar esasıncadır.
[Düzenle]
Haram aylarda savaşmak, geçmiş
ümmetlerce yasaktı ve İslam dini de bu geleneği devam ettirdi. Bu hususta muhtemelen savaşçıların düşünme fırsatı bularak savaşı sonlandırması, barış ve huzura davet etmek,
hac ibadetini yerine getirme imkânı ve ticarete işaret etmek mümkündür. İslam haram aylarda savaşmayı
caiz bilmemekle kalmamış, hatta bu aylarda hiç kimsenin savaşmayı düşünmemesi için buna karşı katı bir tavır takınmıştır. Hatta
Bakara suresi 217.
Ayeti esasınca bu aylarda savaşmak büyük bir
günah sayılmış
ve bilmeyerek işlenen cinayetlerin
diyeti de arttırılmıştır.
[Düzenle]
Ancak
Mekke müşrikleri bu meseleden yararlandıkları ve haram aylarda
Müslümanlara saldırdıkları için (çünkü onlar Müslümanların bu aylarda karşılık vermeyeceğini düşünmekteydi) Yüce Allah “Eğer onlar haram aylarda silaha başvururlarsa, Müslümanlar da onlara karşı koysunlar” diye emretti ve “Haram ay haram ay karşısındadır”
diye buyurdu. Yani düşmanlar bu ayların saygınlığını çiğner ve sizinle savaşırlarsa, siz de misliyle buna karşılık verme hakkına sahipsiniz. “Zira haramların
kısası vardır. ”
Bundan dolayı her ne kadar İslam haram aylarda savaşmamayı (ki Hz. İbrahim (a. s) zamanından beri Araplar arasında bulunmaktaydı) imzalamışsa da düşmanların suistifadelerinin önünü almak için bu kanuna dönük bir istisna göz önünde bulundurmuş ve şöyle buyurmuştur: “Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: “O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek,
Mescid-i Haram’ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır.
Fitne de adam öldürmekten daha büyüktür. Onlar, güç yetirebilseler, sizi
dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner de
kâfir olarak ölürse, öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da
ahirette de boşa gitmiştir. Bunlar
cehennemliklerdir, orada sürekli kalacaklardır. ”
[Düzenle]
Fitne yaratmak (insanları Allah’ın dininden alı koymak) öldürmekten bile daha kötüdür. Çünkü öldürmek insan bedenine yönelik bir fiildir, oysaki bu cinayet (fitne) insanın can, ruh ve
imanına kastetmektedir. Daha sonra şöyle devam etmektedir: Müslümanlar müşriklerin sapık propagandalarının etkisine kalmamalıdır; zira onlar daima sizinle savaşmakta ve sizi dininizden döndürmek istemektedir. “O halde onların karşısında sağlam ve dirençle durun ve onların haram aylardaki ve diğer hususlardaki vesveselerine itina etmeyin. ”
Haram aylara saygı duymak onu saygın bilen kimseler içindir. Lakin Mescid-i Haram, haram aylar ve
ihram halinin saygınlığını ayaklar altın alan kimselere saygı göstermek doğru değildir ve hatta onlarla bir daha haram ayların saygınlığını çiğnemeye cüret etmesinler diye haram aylarda ve Mescid-i Haram’da bile savaşılmalıdır.
[Düzenle]
[Düzenle]
İslamquest sitesi "Haram Aylarda Savaşmak" makalesinden yararlanılmıştır.