Zülkarneyn
Makaleyi PDF formatında kaydet
Zülkarneyn (Arapça: ذوالقرنین) ismi
Kehf suresinde geçmiş ve onun “
Yecüc” ve “
Mecüc” ile ilgili macerası beyan edilmiştir. Zülkarneyn’in tarih açısından kim olduğu ve tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiği konusunda
müfessirler ve
tarihçiler arasında büyük görüş ayrılıkları ve tartışmalar mevcuttur. Göründüğü kadarıyla ilk önce Zülkarneyn’in şahsi özellikleri aydınlatılmalı ve beyan edilmeli ve sonra onun tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiğine bakılmalıdır.
[Düzenle]
Zülkarneyn’in özellikleri hakkında en iyi kaynak
Kuran’ı Kerim’dir ve ondan istifade edildiği üzere Zülkarneyn üstün sıfatlar taşımaktadır.
1. Yüce
Allah zafer vesilelerini ona verdi: “Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik. ”
2. O üç askerî akın gerçekleştirdi: İlkönce batıya, sonra doğuya ve en son da dağlık bir boğazın olduğu bölgeye yöneldi. Bu akınların her birinde kavimlerle karşılaştı.
3. O
mümin,
muvahhit ve şefkatli bir adamdı.
Adalet ve hakkaniyetten sapmazdı. Bu nedenden ötürü Allah’ın özel lütfuna mazhar oldu. O hayırseverlerin yardımcısı ve
zalim ve zorbaların da düşmanıydı. Dünya mal ve servetine bir ilgisi yoktu.
4. O hem Allah’a ve hem de diriliş gününe inanmaktaydı.
5. O en önemli ve güçlü setlerden birini yapandır. Bu sette tuğla ve taş yerine demir ve bakır kullanılmış ve bu set Yecüc ve Mecüc kavminin zulüm ve sitemi karşısında bir grup
mustazaf insana yardım etmek hedefiyle inşa edilmiştir.
6. O, Kuran nazil olmadan önce halktan bir grup arasında ismi meşhur olan biriydi ve bu yüzden
Kureyş veya
Yahudiler onun hakkında
Allah Resulüne (s. a. a) sordular.
Nitekim Kuran şöyle buyuruyor: Senden Zülkarneyn hakkında soruyorlar. ”
[Düzenle]
Kuran’ı Kerim’de zikredilen özellikleri esasınca Zülkarneyn tarihin hangi önemli şahsiyetine tekabül etmektedir? Bu hususta birtakım görüşler vardır ve en önemlileri aşağıdaki üç görüştür
Bazıları onu
İskender Zülkarneyn olarak anmaktadır. Kendisi otuz altı yıldan çok yaşamamıştır. Cesedini
İskenderiye’ye götürmüş ve orada defnetmişlerdir.
Ancak bu görüş geçersizidir; zira İskender
müşrik ve
putperest bir şahıstı ve hatta son dönemlerinde
Ahamenişlere karşı zafer elde edince tanrılık iddiasında bulundu. Bu, Kuran’ı Kerim’de belirtilmiş hususlar ile çelişmektedir.
Bir grup tarihçi Zülkarneyn’in
Yemen padişahlarından biri olduğuna inanmaktadır. Bu görüşe göre, Zülkarneyn’in yaptığı set, meşhur
“Merb Seddi”dir. Bu görüş de sorunludur; zira birincisi, Yemen’deki Merb seti, Kuran’ın Zülkarneyn’in seti hakkında belirttiği özelliklerin hiçbirine uymamaktadır. Zülkarneyn’in seti Kuran’ın belirttiğine göre vahşi kavimlerin saldırılarını engellemek için demir ve bakırdan yapılmıştır. Oysaki Merb seti bilinen malzemelerden ve suyu toplamak ve sel taşmasını önlemek için inşa edilmiştir.
İkincisi, Yemen’de Zülkarneyn olarak birkaç padişah meşhurdu ve onların mümin olup olmadıkları belli değildir!
Bu, yeni bir görüş olup meşhur
İslam bilimci “
Ebu’l-Kelam Azad” tarafından öne sürülmüştür. Daha çok bu görüş üzerine odaklanmışlardır.
Büyük Cyrus İranlıydı ve Ahameniş İran döneminde M. Ö altıncı yüzyılda yaşamıştır. O, Zülkarneyn gibi ilahi bir şahsiyet edinebilme kabiliyet ve altyapısını taşımaktaydı. Bu arada Cyrus’un
tevhide dayalı
din ve kültürü, o dönem platosu ve batı ve doğu İranlılarda çok rastlanan tevhide dayalı asil İran dini ve tahrif edilmemiş
Zerdüştlük’ten ibaretti.
[Düzenle]
1. Cyrus mümin, Allah’a inanan ve muvahhit bir adamdı.
2. O adil, çevresindekilerle ilgilenen, şefkatli ve ihsan sahibi bir padişahtı.
3. Zalim ve düşmanlara karşı siyasetçi ve taviz vermeyen bir şahıstı.
4. Allah ona her şey hakkında vesile vermişti.
5. Din, akıl, ahlakî erdemler, servet ve şevket onda bir araya gelmişti.
6. Cyrus batıya hamle etti ve “
Lidya” ve etrafına hâkim oldu.
7. Cyrus bir defa da doğuya taraf hareket etti ve güneşin doğduğu yere ulaştı ve orada sahra ehli ve vahşi bir erkekle görüştü.
8. Aynı şekilde Cyrus bir set inşa etti ve bu set
Kafkas dağları arasında ve
Tiflis şehri yakınlarındaki “
Daryal” boğazında yer almaktadır.
[Düzenle]
Zülkarneyn adının hem
Tevrat ve hem de Kuran’ı Kerim’de geçtiğini belirtmek gerekir. Bu iki kaynağın Zülkarneyn hakkında irtibatlı olmasının nedeni şudur: Zülkarneyn hakkında nazil olan ayetlerin iniş sebebi bağlamında nakledilen rivayetlere göre, “senden Zülkarneyn’i soruyorlar” sorusunu soranlar ya Yahudiler ya da Yahudilerin kışkırtmasıyla Kureyş ehliydi. Onlar bu soruyu Peygamberden (s. a. a) sormuş, aziz Peygamberi (s. a. a) bu sorular karşısında bir problemle karşı karşıya getirmek istemiş, bu yolla onu mağlup etmek istemiş ve
nübüvvetini sarsmak istemişlerdir. Bu nedenle, Kuran’ı Kerim’de geçen Zülkarneyn, Tevrat’ta geçen Zülkarneyn’in kendisidir ve onun özellikleri Kuran’ı Kerim ve Tevrat’ta bellidir.
Tevrat’ta Zülkarneyn’in kim olduğu açıktır; Zülkarneyn Pars padişahı Cyrus’tur. Çünkü o
Danyal’ın rüyasında bir boynuzuyla doğuya ve diğer boynuzuyla da batıya vurur vaziyette iki boynuzlu bir koç olarak belirivermiştir. Bu, onun doğu ve batıyı alacağı anlamına gelmektedir. Aynı şekilde Cyrus,
Isaiah’ın öngördüğü üzere “doğu kartalı” yani Tizçeng’in hâkimi olacak ve doğuya saldıracaktır.
Hindistanlı Ebu’l-Kelam Azad şöyle demektedir: Danyal’ın rüyası, uydurulmuş bir hikâye olabilir ama Kuran’da belirtilenler ise gerçek ve hakikattir. Çağdaş tarihçiler, Cyrus’un yüce, adil, erdemli şahsiyetine tanıklık etmiştir.
On dokuzuncu yüzyılda
Morghab Nehri kenarındaki bir havuzda Cyrus’un yaklaşık bir insan boyunda olan bir heykeli bulundu. Bu heykelde Cyrus’un iki tarafında kartal kanadı gibi iki kanat bulunmakta ve başında bir taç ve tacın üzerinde de koçun başı üzerinde bulunan boynuzlar gibi iki boynuz bulunmaktadır. Kadim taş sanatının çok değerli bir numunesi olan bu heykel, araştırmacıların çok dikkatini çekti ve hatta bir grup
Alman araştırmacı sadece bu heykeli görmek için İran’a geldi. Kutsal kitaptaki bilgiler ile bu heykelin özelliklerinin birbiriyle uyuşması, Cyrus’un Zülkarneyn (iki boynuz sahibi) olarak adlandırılmasının kökeninin ne olabileceği ve Cyrus’un taş heykelinin neden kartal kanadı gibi kanatlar taşıdığı hususunda araştırmacıların düşüncesini tamamıyla güçlendirdi ve şekilde bir grup araştırmacı için Zülkarenyn’in tarihsel şahsiyeti bu yolla tamamıyla aşikâr olmuştur.
[Düzenle]
Tarihçiler de Cyrus için ahlaki özellikler nakletmişlerdir. Örneğin
Yunan tarihçi
Herodot şöyle yazmaktadır: Cyrus cömert, çok mülayim ve şefkatli bir padişahtı ve diğer padişahlar gibi mal biriktirme hırsı taşımamaktaydı.
Aynı şekilde bir diğer tarihçi “
Zi-nofen” şöyle demektedir: Cyrus akıllı ve şefkatli bir padişahtı, meliklerin büyüklüğü ve bilgelerin erdemleri onda toplanmıştı. O üstün bir
himmete ve güçlü bir ruha sahipti. Sloganı, insana hizmet etmekti ve ahlakı adaleti yaymaktı. Varlığındaki
tevazu ve alçakgönüllülük,
kibir ve kendini beğenmişliğin yerini almıştı.
Belirtilenler esasınca Zülkarneyn’in Ahamenişli Cyrus olduğu hususunda bir kuşku kalmamaktadır. Bugün birçok araştırmacı ve müfessirimiz de bu neticeye ulaşmış ve de Kuran’ı Kerim’deki Zülkarneyn’in Tevrat’taki Zülkarenyn ile aynı olduğu ve onun da kuşkusuz olarak Cyrus olduğu görüşünü desteklemektedir.
[Düzenle]
Müfessirler değişik görüşler ileri sürmüştür.
Allame Tabatabai’nin görüşüne göre bazı
rivayetlerde o insan türünden biri olarak
ve bazı rivayetlerde de semavi bir
melek olarak tanıtılmıştır.
Müfessirlerin çoğu, onun insan türünden olduğuna inanmaktadır. Birçok rivayette de onun
peygamber olmadığı ve sadece salih bir kul olduğu belirtilmiştir.
İmam Muhammed Bakır (a. s) şöyle buyurmaktadır: "Zülkarneyn peygamber değildi, lakin Allah’ın sevdiği salih bir insandı."
[Düzenle]
[Düzenle]
İslamquest sitesi "Zülkarneyn Kimdir?" makalesinden yararlanılmıştır.