Yedi Cennet

Makaleyi PDF formatında kaydet



Yedi Cennet (Arapça: الجنان السبع) , Kuran’ı Kerim’de cennetin dereceleri ve onlara verilen isimlerden ibarettir. "Daru's-Selam", "Dahru'l-Celal", "Cennetu'l-Maava", "Cennetu'l-Huld", "Cennetu'l-Adn", "Cennetu'l-Firdevs", "Cennetu’n-Naim" yedi cennetin ismidir. Bu isimler Kuran’ı Kerim, rivayet ve tefsir kitaplarında zikir edilmiştir. Burada ayet , rivayet ve müfessirlerin görüşlerinden yararlanarak bu cennetlerin her birisinin ne anlama geldiklerini açıklayacağız



Daru's-Selam

[Düzenle]

Allah Teala, Kuran’ı Kerim’de şöyle buyuruyor: "ve Allah selam ve sulh yurduna çağırır".
[2] Yunus, 25.    
Bazıları buradaki "selam"dan maksadın Allah’ın kendisi olduğuna inanır. Zira Allah Teala, insanları kendi evine davet ediyor. Allah'ın evi ise Cennetin kendisidir.
[3] Bu görüş Hasan ve Kutade'den nakil edilmiştir.

Bazıları da şöyle demektedirler: Buradaki Daru's-Selam’dan maksat, bir yere işarettir. Orada sükunet eden kimseler, her çeşit olumsuzluklara karşı güvence içindedirler. Cubbai’den şöyle nakledilmiştir: “Cennetin, Daru's-Selam olarak isimlendirilmesinin nedeni, orada ikamet eden kimselerin birbirlerinden güvende olmaları, meleklerin onlara salam vermesi, Rablerinin onlara selam göndermesidir. Orada sükunet eden kimseler selamdan başka bir şey duymazlar. Hakeza onlar için selam ve esenlik dışında başka bir şey söz konusu değildir. ” Bu görüş, Allah tarafından da teyit edilmektedir: "Sözleri ve (duaları) orada selamdır".
[4] Yunus, 10.    
[5] “Bazu ma verede fi'd-dünya ve'l-ahire”, s. 32, neşr-i daru's-Selam.
Aynı şekilde İbn Abbas’tan şöyle nakledilmiştir: “Daru's-Selam cennetin kedisidir. Orada ikamet eden kimseler her çeşit afet, olumsuzluk, noksanlık ve hastalıklara karşı emniyet içindedirler. Orada saygındırlar. Kesinlikle saygısızlığa uğramazlar. Onlar sürekli azizdirler, kesinlikle zillete ve alçaklığa maruz kalmazlar. Daru's-Selamda ikamet eden kimseler devamlı ganidirler. Hiçbir zaman fakirlik onlara yönelmez. Onlar mutluluğa ermiş kimselerdir. Hiçbir zaman mutsuz olmazlar ve… İnci ve mercan saraylarındadırlar ki, kapıları Rahmanın arşına doğru açılır. Orada her taraftan yanlarına melekler gelir ve üzerlerine (dünyada Allah’ın emirlerini yerine getirme hususunda) sabrettiklerinden dolayı selam olsun derler. Ne mutlu böyle bir akıbete. ”

← El-Mizan’da Daru’s-Selam


Allame Tabatabai, el-Mizan Tefsiri’nde, "le'hum daru's-selam" ayetinin tefsirinde şöyle yazar: Selamdan kast edilen maksat selamın lügatteki anlamıdır ki, ayetin zahiri akışından da bu anlaşılmaktadır. Oda şudur: Zahiri ve batını afet ve olumsuzluklara karşı güvence içinde olmak. Daru's-Selam, ölümün, yaşlılığın, hastalığın, fakirliğin, üzüntünün ve… hiçbir olumsuzluğun gerçekleşmediği bir yerdir. İşte vaat edilen Cennet budur.
Şöyle de denmektedir: Cenneti, Daru's-Selam olarak isimlendirmenin nedeni, orasının Allah’ın, sıhhat ve esenliğe sahip olan evi olmasındandır.

Dahru'l-Celal

[Düzenle]

İkinci cennetin adı "Dahru'l-Celal"dır. Bir rivayette Hz. Muhammed’den (s. a. a) şöyle nakledilmiştir: "Allah yolunda yüksek sesle "la ilahe illallah" diyen herkese Allah, kendi rızasını karar kılar. Rıdvan-i ilahi makamına ulaşan herkesi Allah Teala "Dahru'l-Celal"da Hz. İbrahim (a. s) ve Hz. Muhammed'le (s. a. a) birlikte kılar. ”
Hz. Peygamberden (s. a. a) "Dahru'l-Celal nerededir?” diye soruldu. Hz. Muhammed (s. a. a) şöyle buyurdu: “Allah Teala’nın kendi ismiyle isimlendirdiği cennettir. Orada ikamet edenler sabah ve akşam celal ve ikram sahibi olan Allah'ı seyrederler".
[9] Bakiyetu'l-Mebahis, s. 196.


Cennetu'l-Maava

[Düzenle]

Cennetu'l-Maava, şehit olan kimselerin ruhlarının gittiği yere denmektedir. Hz. Peygamberden (s. a. a) , Ramazan ayının faziletlerini anlatırken şöyle dediği nakledilmiştir: "Allah Teala, "Cennetu'l-Maava"da altından yapılmış olan bin sarayı (oruç tutanlara) bağışlar".


Cennetu'l-Huld

[Düzenle]

Ebedi cennet demek olan Cennetu’l-Huld, Hz. Peygamberin (s. a. a) aşağıda vasıflandırdığı cennettir: "Yaşantısını benim yaşantım gibi olmasını ve Rabbim tarafından -kendi kudretiyle sütunlarını yapmış ve- bana vaat ettiği cennette olmak istiyorsa, Ali’nin velayetini kabul etmelidir. "


Cennetu'l-Adn

[Düzenle]

Allame Hilli, şöyle der: "Adn Cennetine bu ismin verilmesinin nedeni, orasının daimi kalındığı bir yer olduğu içindir. Bir rivayette Hz. Peygamberden (s. a. a) şöyle nakledilmiştir: "Ben ve Fatıma onun dalı, Ali onun verimi, Hasan ve Hüseyin onun meyvesi, Şia ve bizi sevenler onun yeşil yaprağı olan bir ağacımdır. Bu ağacın aslı Adn Cenneti’ndedir. "
Kaşifu'l-Gita şöyle der: "Cennetin ortası, Adn Cenneti’dir. "
Başka bir rivayette şöyle geçer: "Adn Cenneti, Allah Teala’nın kendi özel kudretiyle var edip şimdiye kadar hiç kimsenin görmediği bir cennettir. "
Bir diğer hadiste şöyle geçer: "Allah Teala, kendi eliyle (kudretiyle) Adn Cenneti’ni yaratmış ve kendisi ağaçlarını ekmiş, kendisi saraylarını yapmış, nehirlerini akıtmış ve daha sonra şöyle demiştir: "işte müminler kurtuluşa ererler…" Yine bir başka rivayette şu ifade yer alır: "Adn Cenneti’nin duvarları kırmızı yakuttan, anahtarları inci ve sedeftendir. "

Cennetu'l-Firdevs

[Düzenle]

Allah Teala “Cennetu'l-Firdevs”i, altın ve gümüşten yaptığı ve katmanlarında güzel kokulu olan misk-i amberi yerleştirdiği cennettir". Rivayette şöyle nakledilmektedir: “Allah Teala, cenneti misk ve amberden yapmış ve orada en güzel ve en iyi meyveleri ve çiçekleri ekmiştir. ” “Cennetu'l-Firdevs” cennetin en yüksek mertebesidir”.
[20] Keşşafu’l Gina, s. 19.
Bu cennet Hz. Zehra’nın (s. a) babasının (s. a. a.) vefatı sırasında ağlarken vasıflandırdığı cennettir ki şöyle der: “Ey baba! Sen, rabbin seni çağırdığında Onun davetine icabet ettin. Ey baba! Firdevs’in yan tarafı senin yerindir”. Anlaşılan şu ki Cennetu’l-Firdevs, Hz. Peygamberin (s. a. a) içinde ikamet edeceği yerdir. ”

Cennetu’n-Naim

[Düzenle]

Ramazan ayının faziletlerinde şöyle nakledilmektedir: “Ramazan ayının yedinci günü geldiğinde, Allah Teala, Cennet-i Naim’de kırk bin şehidin ve kırk bin sıddık’ın sevabını verir. ” Bu cennet, Hz. İbrahim’in (a. s) duasında; “Allah’ım beni cennet-i naim’in varislerinden kıl” şeklinde vasıflandırdığı cennettir.
Allame Tabatabai, el-Mizan Tefsiri’nde şöyle yazar: “Cennetu’n-Naim, velayet cenneti olan cennettir”
[24] Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, c. 19, s. 121
Yine şöyle buyuruyor: “Tekrarla açıklandı ki, naim (nimet) yani velayet, cennetu’n-naim, velayet (imamet) cennetinin kedisidir”
Hatırlatılmakta fayda var ki, müfessirlerin bir kısmı, yedi cennet olarak bilinen bütün cennetleri, asıl itibariyle bir cennet ve (sayılan bu) isimlerin bütününün tek bir cennete işaret ettiğini savunurlar.
Zira cennette, orada daimi ikamet edildiğinden dolayı cennet-i adn, orası esenlik ve güvence yeri olduğu ve orada ikamet eden kimseler için hüzün ve üzüntüden uzak ve güvenilir bir yer olduğu cihetiyle de selam diyarı (daru’s-selam) derler.
Netice olarak asıl itibariyle cennet bir tanedir. Ancak mertebelere ve derecelere sahiptir. Dolayısıyla farklı isimlerle adlandırılmıştır ki, her bir isim bir mertebesinin adıdır.


Dipnot

[Düzenle]
 
1. İanetu’t-Talibin, c. 4, s. 385.    
2. Yunus, 25.    
3. Bu görüş Hasan ve Kutade'den nakil edilmiştir.
4. Yunus, 10.    
5. “Bazu ma verede fi'd-dünya ve'l-ahire”, s. 32, neşr-i daru's-Selam.
6. Biharu'l Envar, c. 8, s. 194    
7. Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, c. 7, s. 345.    
8. Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, c. 10, s. 39    
9. Bakiyetu'l-Mebahis, s. 196.
10. Tacu'l-Arus, c. 37, s. 117    
11. Şeyh Saduk, Fezailu'l-Eşhuri's-Selas, s. 85    
12. Menakib’i Emire'l-Müminin, c. 1, s. 203.    
13. Muntaha'l-Matlab, c. 1, s. 544.    
14. Şehidi evel, Zikra, s. 6.    
15. Keşfu'l-Gita, c. 3, s. 472    
16. Vesailu'ş-Şia, c. 11, s. 128, bab. 45    ,
17. el-Mehasin lil-Bergi, c. 1, s. 115.    
18. Men la Yehzuru'l-Fakih, c. 1, s. 296.    
19. Erdebili, Zübdetu’l-Beyan, s. 55.    
20. Keşşafu’l Gina, s. 19.
21. Şevkani, Neylu’l-Evtar, c. 4, s. 130.    
22. Şeyh Saduk, el-Emali, s. 104.    
23. Şuara, 87.    
24. Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, c. 19, s. 121
25. Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, c. 19, s. 121.    
26. İanetu’t-Talibin, c. 4, s. 385.    


Kaynakça

[Düzenle]

İslamquest sitesi "Yedi Cennet" makalesinden yararlanılmıştır.    






جعبه ابزار