Amr B.As
Makaleyi PDF formatında kaydet
Amr b. As b. Vail Sehmi (Arapça: عمرو بن عاص),
İslam tarihinde ve özellikle
İmam Ali (a.s) döneminde adından sıkça söz edilen bir şahsiyettir.
[Düzenle]
Amr b. As,
Nabiğa adlı bir kadından dünyaya geldi. Ancak bu kadın, beş erkekle (
Ebu Leheb,
Ümeyye b. Halef,
Hişam b. Muğire,
Ebu Süfyan ve
As b. Vail) birlikte olduğundan, bu beş kişinin beşi de Amr’ın babası olduğunu iddia ediyorlardı. Sonunda bu konuda karar vermeyi Nabiğa’ya bıraktılar. O da (Ebu Süfyan çocuğun kendisine ait olduğunu söylemesine ve çocuğunda ona benzemesine rağmen) As b. Vail’i seçti. Zira Nabiğa, Ebu Süfyan’ın cimri olduğunu, kendisine yardım etmeyeceğini ama As’ın ona yardım edeceğini biliyordu.
Böylece As. b. Vail bu şekilde Amr’ın babası oldu.
[Düzenle]
Amr b. As’ın babasının her ne kadar Ebu Süfyan olduğuna dair nakiller bulunsa da Nabiğa’nın As b. Vail’i Amr b. As’ın babası olarak tanıtmasıyla bu nispet böyle bilinmiştir.
As b. Vail Sehmi,
Peygamberimizin (s.a.a) oğlu
Hz. Kasım vefat edince Allah Resulüne (s.a.a) "ebter" (sonu kesik, yani neslinden soyunu ve yolunu sürdürecek kimsesi olmayan) diyerek yaralayıcı sözü söyleyen
müşriktir. Onun bu acıtıcı sözünün ardından
Kevser Suresi nazil olmuş ve surenin son
ayeti bu şahsı yani As b. Vail’i kınamaktadır.
[Düzenle]
İslam tarihinin dönüm noktaları diyebileceğimiz zamanlarda önemli bir figür olarak ortaya çıkan Amr b. As'ın hayatını kısaca üç dönemde inceleyebiliriz.
Amr, Resulullah’ın (s. a. a) zamanında çok nefret edilen, kötü kişilikli biriydi. Çünkü o, Resulullah’a (s. a. a) eziyet etmek için yetmiş beyit şiir yazmıştı.
Mekke’li çocuklar, Resulullah’ı (s. a. a) gördüklerinde o şiirleri yüksek sesle okuyarak O’nu (s. a. a) rahatsız ediyorlardı. Allah Resulü de (s. a. a) ona şöyle beddua etti: ‘Allah’ım! Amr beni hicvetti; ben de şair olmadığım ve şairlik de bana yakışmadığı için onun cevabını veremiyorum; bu yüzden sen, onun şiirinin her harfine karşılık bin kere ona lanet et. ’
Müslümanlar müşriklerin işkencelerinden kurtulmak için
Habeşistan’a hicret ettiklerinde
Kureyş, Müslümanları geri getirmesi için onun önderliğinde bir grubu Habeşistan’a gönderdi. Ama
Neccaşi onların bu isteğini kabul etmeyince Amr b. As ve beraberindekiler eli boş olarak geri döndüler.
Amr, sonunda hicrî 7 yılında Müslüman oldu. Geçmiş borçlarının bağışlanması şartıyla Resulullah’a (s. a. a) biat etti.
Bazı tarih kitaplarında, Amr Müslüman olduktan sonra Peygamber’in (s. a. a) onun komutanlığında
Zat-u Selasil seriyyesinin başına getirdiğini,
sonrada
Umman’lıların zekatını toplaması için görevlendirdiğini yazmışlardır.
Amr b. As, birinci ve ikinci halifeler döneminde onlara en yakın kişilerdendi.
Şam’ın fethinde İslam ordusunun komutanlarındandı. İkinci halife döneminde bir süre
Filistin’e valilik yaptı. Sonra
Mısır’ı fethetmekle görevlendirildi ve fetihten sonra kendisi oraya vali oldu. İkinci halifenin ölümünden sonra birkaç yıl daha bu makamda kaldı. Daha sonra
Osman b. Affan onu azletti. O da Filistin’e geldi ve orada Osman’ı eleştirenlerin safına katıldı.
Üçüncü halifenin öldürülmesinden sonra halifeliğe gelen
Emir-ul Müminin Hz. Ali (a.s),
Muaviye’yi Şam valiliğinden azletti. Muaviye, saltanatını tehlikede görünce Osman’ın katlini bahane ederek, onun kanını alacağım diye Hz. Ali’nin (a. s) adil hükümetine karşı muhalefet etmeye başladı. O, bu işte Amr b. As’ın yardımına muhtaçtı. Bu yüzden ona bir mektup yazarak onu kendisiyle iş birliği yapmaya davet etti.
Amr ona şöyle cevap yazdı: ‘Mektubunu okudum ve anladım. Benden İslam dininden çıkıp dalalet yoluna girmemi, sana batılında yardım etmemi ve Emir-ul Müminin’e kılıç çekmemi istiyorsun; halbu ki O, Allah Resulü’nün kardeşi,
velisi,
vasisi ve
varisidir. Yine O, Peygamberin borcunu (Peygamberin
Medine’ye hicretinden sonra) eda eden, vaatlerini yerine getirendir; O’dur Peygamberin damadı, alemin hanımefendisinin kocası,
cennet gençlerinin efendileri
Hasan ve
Hüseyin’in babaları! Bu yüzden davetini kabul etmiyorum. ‘Ben Osman’ın halifesiyim’ diyorsun ama Osman’ın ölümüyle sen azloldun ve halifeliğin artık bitmiştir.
Ebu’l Hasan’ın canını Allah’ın yoluna koyduğunu, Allah Resulü’nün yatağında yattığını ve Allah Resulü’nün Onun hakkında ‘Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır’ dediğini bilmiyor musun?’
[Düzenle]
Buna rağmen Muaviye ona Mısır’ın valiliğini vaadedince bütün varlığıyla onun emrine girerek onunla işbirliği yapmaya başladı. Şamlıları aldattı ve Osman’ın kanını bahane ederek Hz. Ali’ye karşı
Sıffin savaşını açtı. Halkı kandırarak, yaygara yaparak ve kamuoyunu yanıltarak savaşı idare etti. Hz. Ali (a. s) ve ashabı tüm bu entrikaların üstesinden gelip Muaviye’yi ve Amr’ı kesin bir yenilgiye uğratacakken Amr b. As yeni bir hilebazlıkla Hz. Ali’nin (a. s) ordusunu kandırdı ve Onu (a. s)
hakemiyeti kabul etmeye zorladı. Bu hile mızrakların başına Kur’an asmaktı.
Eş’as b. Kays gibileri de Amr’ın bu hilesine kanıp hem hakemiyeti, hem de
Ebu Musa Eş’ari gibi saf birisinin hakemliğini Hz. Ali’ye (a. s) dayattılar. Amr hakemiyet olayında –önceden de tahmin edildiği gibi- Ebu Musa Eş’ari’yi rahatça kandırarak Muaviye’yi halife yaptı. Bu olaydan sonra Hz. Ali (a. s) Hariciler denen kimselerle savaşmak zorunda kaldı.
[Düzenle]
Bu arada Amr b. As’da Muaviye’nin vaadettiği gibi Mısır’a gitti. O sırada
Muhammed b. Ebubekir Mısır valisi idi. Hz. Ali (a. s) onu Mısır’a vali olarak atamıştı. Amr’ın Mısır’a gitmesi üzerine
Malik’i oraya gönderdi. Ama Malik yolda Muaviye ve Amr b. As tarafından zehirletilerek şehid edildi. Muhammed b. Ebubekr’i de feci bir şekilde şehid ettiler. Böylece Amr b. As Mısır valiliğini gaspetti.
O bu makama geldikten bir süre sonra Mısır’ın vergilerini göndermemeye başlayınca Muaviye onu görevden almakla tehdit etti. Amr’da Muaviye ‘ye bir mektup ve ‘
Celceliye’ adında bir şiir yazdı. Bu şiirde Hz. Ali’nin (a. s) bir çok faziletini dile getirerek Muaviye’yi iç karışıklıklar çıkarmakla tehdit etti.
O, sonunda hicrî 43 yılında
90 yaşındayken öldü.
[Düzenle]
[Düzenle]
İslamquest sitesi " Amr b. As nasıl bir çehreye sahipti? adlı makaleden 25.01.2022 tarihinde alınmıştır".