Tafsil ve Tefsir
Makaleyi PDF formatında kaydet
Tafsil ve tefsir (Arapça: التفصیل-التفسیر) ,
Kuran’ı Kerim’in içeriği ve anlaşılması hususunda önem taşıyan iki kavramdır. Bu kavramlar bazen birbiri ile karıştırılır ve iki kavram arasında çelişkinin olduğu iddiası ortaya çıkar.
[Düzenle]
"Fassalna" tef'il babından ve tafsil kökünden türemiştir. Bir şeyi fasıllara bölmek ve düzenlemek anlamındadır.
[Düzenle]
Buna göre:
"وَ لَقَدْ جِئْناهُمْ بِکِتابٍ فَصَّلْناهُ عَلى عِلْمٍ هُدىً وَ رَحْمَةً لِقَوْمٍ یؤْمِنُون
"Gerçekten biz onlara bilerek bölümlere, (
ayetler ve
sureler olarak ve muhteva olarak muhkem müteşabih ve çeşitli ilimleri içeren bilgilere) ayırdığımız,
iman eden topluluk için
hidayet ve
rahmet kaynağı olan bir kitap getirdik. "
Şöyle ki bizim Kuran'ı anlamamız, ayetleri üzerinde ayrı ayrı olarak düşünmemize bağlıdır. Bu da Kuran'ın tedrici olarak inmesinin sebeplerinden sayılır. Gerçi Kuran'ın tedrici olmayan ve bize gizli olan bir gerçeği de vardır. O gerçek de def’i yani tek seferde nazil olmasıdır.
Kuran'ın bu iki yöne yani birlik ve tafsil makamına sahip olduğunu Kuran ayetlerinden anlamak mümkündür. Nitekim bir ayette şöyle diyor: "O bir kitaptır ki ayetleri sağlamlaştırıldı sonra bölümlere ayrıldı. O
hikmet sahibi ve her şeyden hakkınca haberdar olan
Allah katındadır. "
[Düzenle]
"Sağlamlaştırıldı" ve "bölümlere ayrıldı" cümlelerinden maksadın ne olduğu hakkında çeşitli görüşler
müfessirler tarafında söz konusu edilmiştir. Ancak ayetin anlamına en yakın ihtimal şudur ki birinci cümlede Kuran'ın tüm bölümleri birbirine bağlı sağlam bir bina olarak tek bir bütün olduğu ifade edilmiştir. Buna göre onun bölümleri arasında hiçbir ihtilaf ve çelişki bulunmamaktadır. Fakat ikinci cümlede bu kitabın insanların bütün ruhsal ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde bölümlere sahip olduğu açıklanmıştır. Yani birlik içinde çeşitlidir ve çeşitliliğin yanı sıra birdir.
Buna göre tafsilden maksat, bölümlere ve kıtalara ayırmaktır. Buna göre ihkam (sağlamlaştırma) bir şeyin toplu ve parçalarının birbirinde seçkin olmayışını ifade eder. Çünkü hepsi aynı gerçeği ifade eder ve o gerçek bir şeydir ve bölümleri yoktur.
Hadis kaynaklarında
İmam Cafer Sadık’tan (a. s) ve diğer müfessirlerin
İbn Abbas'tan naklettikleri rivayetlerde bu tefsiri teyit etmektedir.
Bu rivayetlerin ifade farkları bir yana, özet olarak şu gerçeği ifade etmektedir: Kuran toplu olarak
Kadir gecesinde beytü'l-mamurdan veya
levh-i mahfuzdan birinci göğe veya dünyanın göğüne inmiş sonra oradan bölümler halinde yere inmiştir.
[Düzenle]
Ancak tefsir, Kuran ayetlerinin manalarını açığa çıkarmak ve maksatları ortaya koymak anlamındadır.
Bu yüzden ayetlerin tefsili ve tefsiri arasında hiçbir çelişki yoktur. Elbette bu ayetin anlamı hakkında diğer ihtimaller de söz konusudur ki bu ihtimallere göre de tefsil ve tefsirin bir çelişkisi söz konusu değildir.
[Düzenle]
Konunun açıklık kazanması için ilk önce şu noktaya dikkat etmek gerekir ki tefsir, Kuran ayetlerinin manalarını açığa çıkarmak ve maksatları ortaya koymak anlamındadır. Bu saha
Müslüman bilginleri öteden beri meşgul etmiş ve tefsir olarak isimlendirilen bu çaba, Kuran'ın
nüzul döneminden başlamıştır. Bu nokta,
"کَما أَرْسَلْنا فِیکُمْ رَسُولًا مِنْکُمْ, یتْلُوا عَلَیکُمْ آیاتِنا, وَ یزَکِّیکُمْ وَ یعَلِّمُکُمُ الْکِتابَ وَ الْحِکْمَةَ"
"Nitekim (nimetimi size tamamlamak için) ayetlerimizi okuyan, sizi arıtan, size kitabı ve hikmeti öğreten ve yine size bilmediklerinizi öğreten, kendinizden bir
peygamber de gönderdik. "
ayetinden anlaşılmaktadır.
[Düzenle]
Kuran hakkındaki ilk araştırmalar ayetlerin edebi yönleri ve
nüzul sebepleri bazen de ayetlerin tefsirinde diğer ayetlerden ve az da olsa kıssalar, yaratıcı ve
kıyamet hakkındaki hadislerden yararlanmak şeklindeydi.
Tabiin döneminde de durum bu minval üzere devam etti. Bu dönemde tek değişen şey, eskilerden daha fazla
hadislere yer vermekti.
Ne yazık ki bu sahada başvurulan hadisler arasında
İsrailiyat denilen uydurulan hadisler de yer alıyordu. Bu tür hadisler yaratılışın başlangıcı,
Şeddad'ın cenneti, peygamberlerin hata yapmaları ve
Kuran'ın tahrifi gibi konularda düşmanlar tarafından uydurulmuş ve doğru hadislerin içine yerleştirilmişti.
Halifeler döneminde
İslami fetihler dönemi başladı. Müslümanlar fethedilen ülkelerde yeni
fırkalar ve
ümmetlerle karşı karşıya geliyor ve diğer
dinlerin bilginleri ile tanışıyorlardı. Bu ilişki, kelami tartışmaların Müslümanların arasında başlamasına yol açtı.
Diğer yandan
Emeviler’in son dönemlerinde ve
Abbasiler’in başa geçmelerinin başlangıcında yani
Hicri birinci asrın sonlarında
Yunan Felsefesi Arapça diline tercüme edildi ve Müslüman bilginler arasında yayılmaya başladı. Her yerde artık akli konular konuşulmaya başlandı.
Diğer yandan felsefi konuların yayılmasıyla paralel olarak,
tasavvufi anlayışlar da İslam alemine sızdı ve halktan bir grup bu konulara ilgi duydu. Bunlar, delil ve burhan yerine dini konuları nefsi
riyazetler yoluyla anladıklarını ileri sürüyordular.
Diğer yandan halktan bir grup da İslam'ın ilk döneminde var olan sırf itaatkarlık ilkesi üzere konulara yaklaşıyor ve konular hakkında her türlü akli ve fikri çabayı reddediyorlardı. Bu grup ayetlerin anlamını belirlemede hadislerle yetiniyor ve hadisleri de anlamada her türlü müdahaleden çekiniyorlardı. Hadisin zahirini bir ilahi düstur olarak görüp kabul ediyorlardı. Eğer Kuran hakkında da bir inceleme yapsalar sadece edebi yönüyle yetiniyorlardı.
Bu dört etken bilginlerin tefsirdeki yöntemlerinin farklı olmasına yol açtı. Bu dört faktör dışında tefsirde farklılığın oluşmasında etkili olan en önemli etken
mezhep farklılığı idi. Mezhepler konusundaki ihtilaflar, Müslümanlar arasında öylesine ihtilafa yol açmıştı ki Lailahe illellah ve Muhammedun resulullah kelimeleri dışında her şey hakkında ihtilaf meydana geldi.
Netice
Sonuç olarak Kuran'ı Kerim'in içeriği ve anlaşılması hususunda kullanılan bu iki kavram birbiri ile çelişmez ve bir tezat oluşturmaz. Her ne kadar tefsirde çeşitlilik ve farklılıklar oluşsa da toplumun fikri ve ameli ihtiyaçlarını gidermek için sürekli tefsire ihtiyacımız vardır ve bunun Kuran'ın tafsili ile bir tezadı yoktur.
[Düzenle]
[Düzenle]
İslamquest sitesi "Kuran'da tafsil ve tefsirin farkı" adlı makaleden yararlanılmıştır.