tevatür
Makaleyi PDF formatında kaydet
Tevatür, bir
hadisin kesin bilgi sağlayacak ve yalanlanmaya mahal bırakmayacak kadar çok
ravi tarafından nakledilmesine verilen addır.
[Düzenle]
Tevatür sözlükte, birkaç şeyin arada mesafe olmaksızın art arda gelmesine denir.
Kuran’da da buyurduğu üzere: ﴿ثُمَّ اَرْسَلْنا رُسُلَنا تَتْرا﴾
“Sonra birbiri ardından [Elçi [|elçilerimizi]] gönderdik. ”
Usul’ul-Fıkh kitabında şunlar yer alır:
Tevatür lügat bakımından birkaç şeyin zaman sınırlaması olmaksızın birbirini takip etmesi demektir. Kuran’ı Kerim’de de belirtildiği gibi: “Sonra birbiri ardından elçilerimizi gönderdik. ” Yahut zaman aralığının olmasıyla birlikte art arda gelme durumudur.
Ancak
usul ilmi uleması terminolojisinde tevatür, bir olaya ilişkin bilgi verenlerin çokluğu anlamına gelir. Öyle ki haberin yalanlanmasına dair bir haberin (ilanın) olmadığına
yakîn edilir. Başka bir ifadeyle dinleyicinin onu duymakla bilgi sahibi olduğu ve o grubun bir
yalan üzerine bir araya gelme olasılığına ihtimal vermediği bir grubun verdiği habere tevatür denir. Bu nedenle tevatür, haberin bir
sıfatıdır ve bu sıfatı taşıyan haberlere de
mütevatir haber denir.
[Düzenle]
Şehit Sadr,
şer’i delilin ispatı için olasılığa dayalı değil de tevatürden elde edilen yakînin aklî (rasyonel) bir yakîn olduğuna inanan meşhurun aksine, vicdan araç ve gereçleri arasına tevatürü de dahil etmiş ve ondan elde edilen kesinliği, ihtimal hesabından (olasılık) hareketle değerlendirmiştir;
[Düzenle]
[Düzenle]
Ferhangname’i Usul’i Fıkıh, Merkez’i İttilaat ve Medarik’i İslami, s. 368, «Tevatür» makalesinden alıntıdır.