kaide-i tecavüz

Makaleyi PDF formatında kaydet



Bir Usuli Fıkıh kaidesi olarak bir amelin yeri geçtikten sonra ifa edilip edilmediğinde şüphe oluşursa bu kaide esasınca amelin yerine getirildiğine hükmedilmesidir.


Tanım

[Düzenle]

Fıkıh kaidelerinin en meşhurlarındandır ve bir amelin yeri geçtikten sonra yerine getirilip getirilmediği noktasında şüphe oluşursa kaide-i tecavüz esasınca yerine getirildiğine hükmedilir, şüpheye itina edilmez. Bu hem mürekkep farizalarda (yani kısımlardan oluşan) bir kısmın geçilip diğer bölüme ulaşıldığında hem de müstakil farizalarda (yani belli bir vakti olan ya da bütünlükte şüphe duyulması) o vakit geçince meydana gelen şüphelerde uygulanabilir.
Buna göre namaz kılan biri (namaz kısımlardan oluşan bir ibadettir) rükuda Fatiha ve sureyi okuyup okumadığında şüphe ederse tecavüz kaidesine sığınarak Fatiha ve sureyi okuduğuna hükmeder, şüphesine itina etmez. Aynı şekilde güneşin doğmasından sonra sabah namazını kılıp kılmadığına dair şüphe duyan biri yine tecavüz kaidesine sığınarak sabah namazını kıldığına hükmeder.

Kaide-i Tecavüz ve Kaide-i Firak

[Düzenle]

Kaide-i Tecavüz ile kaide-i firakın farklı kaideler mi yoksa aynı kaideler mi olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Ahund Horasani gibi bazı alimler bu iki kaidenin birbirinden farklı olduğunu savunur. Ahund Horasani bu iddiası için şöyle der: “ Tecavüz kaidesi amelin yeri ve zamanı geçtikten sonra kendisinin yapılıp yapılmadığında uygulanan, işe yararlılığı bulunan kaidedir ama firak kaidesi sonraki bölüme geçilip önceki bölümün doğru yapılıp yapılmadığında uygulanabilen, yararlılığı olan kaidedir. ”

Kaide-i Tecavüz ve Abdest

[Düzenle]

Bazıları tecavüz kaidesinin abdest (gusül, abdest, teyemmüm) esnasındaki şüphelerde uygulanamayacağına inanıyorlar; yani eğer biri abdest esnasında kollarını yıkarken yüzünü yıkayıp yıkamadığında şüphe ederse geri dönüp önce yüzünü yıkamalı sonra abdestine devam etmelidir. Bazıları da tecavüz kaidesinin kısım ve bölümlerden oluşan her amelde uygulanabileceğini savunuyorlar.
[5] Muhammed Reşat, Usuli Fıkıh, s. 266
[7] Ziyau’d-Din Eraki, Minhacu’l Usul, s. 355
[8] Cafer Seccadi, Ferheng Mearif İslami, c. 3, s. 487
[13] Muhammed Fazıl Lenkerani, Seyri Kamil der Usuli Fıkıh, c. 4, s. 404-418


Dipnot

[Düzenle]
 
1. Cafer Sübhani Tebrizi, el-Mahsul fi İlmi’l Usul, c. 4, s. 328    
2. Nasır Mekarim Şirazi, el-Gevaidu’l Fıkhiyye, c. 1, s. 211-239    
3. Muhammed Ruhani, Muntegu’l Usul, c. 6, s. 29    
4. Ruhullah Humeyni, Envaru’l Hidaye fi’t-Te’ligeti ale’l Kifaye, c. 2, s. 262-263    
5. Muhammed Reşat, Usuli Fıkıh, s. 266
6. Muhammed Hüseyin Naini, Fevaidu’l Usul, c. 4, s. 618-626    
7. Ziyau’d-Din Eraki, Minhacu’l Usul, s. 355
8. Cafer Seccadi, Ferheng Mearif İslami, c. 3, s. 487
9. Muhammed Kazım b. Hüseyin Ahund Horasani, Kifayetu’l Usul, s. 432    
10. İsa Velai, Ferheng Teşrihi Istılahat Usul, s. 233    
11. Halil Kutsi Mihr, el-Furugu’l Mühimme fi Usulu’l Fıkhiyye, s. 158    
12. Hüseyin Burucerdi, Nihayetu’l Usul, s. 127-128    
13. Muhammed Fazıl Lenkerani, Seyri Kamil der Usuli Fıkıh, c. 4, s. 404-418


Kaynakça

[Düzenle]

Ferhengname’i Usul’i Fıkh, Merkez’i İttilaat ve Medarik’i İslami "Kaide-i Tecavüz'" makalesinden alıntıdır.    


Bu sayfadaki kategoriler : Fıkıh Kaideleri | Usuli Fıkıh




جعبه ابزار