Orucun Etkileri

Makaleyi PDF formatında kaydet



Oruç (Arapça: الصوم) , nefsin tehzib ve tezkiyesi için bir çeşit pratik ve insanın kendi nefsine hakimiyet kurabilmesi için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, insan hayatının en önemli hedef ve felsefesi yani kemal ve ilahi kurb’un tahakkuka erişme yolunda etkili etkenlerdendir.

İçindekiler

1 - Oruç ve Yücelme
2 - Orucun İki Boyutu
       2.1 - Orucun Ferdi Etkileri
              2.1.1 - Direnç ve Sabrı Güçlendirme
              2.1.2 - Huzur ve Mutluluk
                     2.1.2.1 - Sükunet ve İtminan
                     2.1.2.2 - İlahi Zikir ve Anma
                     2.1.2.3 - İftar Anı Sevinci
              2.1.3 - Ahirete Yönelme
              2.1.4 - Şehvetleri Kontrol Etme Gücü
              2.1.5 - İhlası Güçlendirme Etkeni
       2.2 - Orucun Toplumsal Etkileri
3 - Dipnot
4 - Kaynakça

Oruç ve Yücelme

[Düzenle]

Allah Teala orucu teşri etmesiyle özellikle Ramazan ayı olmak üzere yılın birçok günlerinde uygun fırsatları insanın iradesine bırakmıştır. Böylece bu fırsatlarla ilahi kurb yolundaki potansiyel yetenek ve güçlerini fiiliyata ulaştırarak Halifetullah makamına yakınlaşabilir. Orucun fiziksel, ahlaki ve toplumsal olsun her türlü fayda ve eserleri takva aracılığıyladır. Nitekim Kuran’ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a karşı takvalı olmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. ”
Hatırlatılması gerekir ki, oruç aslında insanın hem cismi hem de ruhunda etkilidir. Bu nedenle oruç, Allah’ın kapsamlı nimetlerinden ve genel rahmet örneklerinden birisi sayılmaktadır ve bütün insanlık ondan yararlanabilir. Fakat bu ameli ibadetin beraberinde ruhi özellikler, kemali sıfatlar ve ahlaki faziletler de olursa kesinlikle orucun etkisi insanın nefsini kemale ulaştırmasında daha etkili olacaktır. Bu nedenle normal bir insanın orucu ile takva ve insani kemaller merhalelerini geçmiş ve ilahi ahlakla donanmış kimsenin orucu farklıdır.

Orucun İki Boyutu

[Düzenle]

Orucun, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, cismi eserlerine ek olarak, birçok eğitici ve yetiştirici eser ve faydaları vardır. Burada özetle onlardan birkaçına değineceğiz:

← Orucun Ferdi Etkileri


Oruç, her bir bireyin üzerine yüklenmiş bir vazife olması hasebiyle beraberinde ferdin faydasına olan etkenleri de taşımaktadır:

←← Direnç ve Sabrı Güçlendirme


Sabır, elde edilmesi çokça vurgulanan ahlaki ve insani faziletlerden bir tanesidir. Zira salik şahıs, ilahi kurb’a (yakınlığa) ulaşma yolunda hareket halindedir ve bu güzel sıfata sahip olmakla inişli çıkışlı, sorunlara, musibet ve ona benzer sıkıntılarla başa çıkarak hedefine nail olabilir.
Bu nefsani güce ve insani fazilete ulaşmanın yollarından bir tanesi oruç tutmaktır. Masumlardan bize ulaşan rivayetlerde
[3] Meclisi Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, Beyrut, Müessesei el-Vefa, c. 93, s. 254, 1404 h. k.
“Sabrederek, namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. ”
[5] Bakara, 45    
ayetindeki “Sabır” kelimesi oruç olarak tefsir edilmiştir”. Ancak bu, sadece oruçla sınırlı değildir; belki orucun zikredilmesi açık ve bariz bir mısdakı olması itibari iledir; zira insan bu büyük ibadet ışığında güçlü bir irade ve sağlam bir imana sahip olmaktadır ve aklının, heveslerine hâkimiyeti kesinleşmektedir.
[8] Hüseyni Hamedani, Seyyid Muhammed Hüseyin, Envar’i Dirahşan, Behbudi, Muhammed Bakır, Tahran, Kitap Furuşiyi Lutfi, c. 1, s. 144, 1404 h. k

Aynı şekilde Allah Resulü (s. a. a) mübarek Ramazan ayını sabır ayı olarak nitelemiş ve şöyle buyurmuştur: “'Ey insanlar! Büyük ve mübarek bir ay yaklaştı gölgesi başınıza geldi. Bu öyle bir aydır ki içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır ve o Ramazan ayıdır. Allah o mübarek ayda orucu farz kıldı... Ve o ay sabır ayıdır. ”
Aslında orucun en önemli eserlerinden bir tanesi oruç tutanın ruh ve canında oluşturduğu manevi ve ruhani olan sabırdır. Zira oruç, geçici sınırlamaları meydana getirerek açlık, susuzluk ve diğer sınırlamalar karşısında ona dayanma gücü, vakar ve farklı zaman dilimlerinde zor şartlarla mücadele gücü bahşetmektedir ve asi içgüdüsünü kontrol etmesinden dolayı insanın kalbine nur ve sefa saçar.

←← Huzur ve Mutluluk


Oruç, özellikle Ramazan ayının orucu iki yönden oruç tutana huzur kaynağı olur. Oruç tutan şahsı ıstırap ve kaygılardan uzaklaştırır.

←←← Sükunet ve İtminan


Onlardan bir tanesi; insanı sabır merhalesine ulaştırmasıdır ve sabırlı insanı nefsine musallat, akıl takipçisi ve Allah’a teslim yapmakta ve böyle olan kimse de sükunet sahibi ve mutmain nefse sahip olacaktır. Zira sabrın hakikat ve manası nefsin sükun ve huzuru ile orantılıdır ve hakikatte sabırlı kimse, olan olayların etkisinde kalmayan, farklı rüzgarların onu sarsmadığı ve onu mustarip etmediği kimsedir.
[11] Banuyi İsfahani, Seyyide Nusret Emin, Mahzenu’l İrfan der Tefsir-i Kur’an, Tahran: Neşri Nehzeti Zenan-ı Müselman, c. 1, s. 306, 1361 h. ş.
[12] Belaği, Seyyid Abdu’l Hüccet, Huccetu’t Tefasir ve Belağu’l İksir, Kum: İntişaratı Hikmet, c. 1, s. 135, 1386 h. k


←←← İlahi Zikir ve Anma


Diğer taraftan oruç, bir nevi Allah’ı ameli olarak yad etme ve zikretmektir. İlahı anma ve zikretmenin, kalplerin huzur kaynağı olduğu müsellemdir. Nitekim Kuran’ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur. ”
[13] Ra'd, 28.    


←←← İftar Anı Sevinci


Ayrıca oruç tutan kimseye nasip olan huzurun kaynağı, oruç farizasını yerine getirme ve özellikle de iftar zamanı ondan yararlandığı andır. Bu nedenle İmam Sadık (a. s) şöyle buyurmuştur: “Oruçlu kimse iki sevinç içindedir: Orucu açma anındaki sevinç ve Allah (c. c) ile görüştüğü andaki sevinç. ”
Yine Peygamber Efendimiz (s. a. a) İmam Ali’ye (a. s) tavsiyelerinden birinde şöyle buyurmuştur: “Ya Ali! Mümin dünyada üç şeyle sevinir: Kardeşleri ile mülakat ettiği zaman, Ramazan ayında iftar zamanı ve gece sonunda kıldığı teheccüt namazı vakti. ”

←← Ahirete Yönelme


Orucun bir diğer ferdi etkilerinden birisi de insanı ahirete yönelme eğilimine sokmasıdır. Zira oruçlu kimse kendi açlık ve susuzluğu ile kıyamet gününün açlık ve susuzluğunu aklına getirir ve bundan dolayı da gelecek olan o gün için azık toplama kararlılığı gösterir.
Peygamber efendimiz (s. a. a) Şabaniye hutbesinde şöyle buyuruyor: “ (Ramazan ayı oruçluyken) Açlık ve susuzluğunuzla kıyamet günündeki açlık ve susuzluğu hatırlayın” Aynı şekilde başka bir yerde Peygamber Efendimizden (s. a. a) şöyle okumaktayız: “Cennetin Reyyan (susuzluğu giderilmiş) adında bir kapısı vardır ki oradan sadece oruçlu kimseler geçer. ”
Merhum Saduk (r. a), bu hadisin şerhinde şöyle yazmaktadır: Bu cennet kapısının bu adla adlandırılması oruçlu olan kimsenin en çok zorluk çektiği konunun susuzluk olmasından dolayıdır ve bu oruç tutanların bu kapıdan geçtikleri vakit, susuzlukları öyle giderilir ki ondan sonra bir daha hiç susamazlar.

←← Şehvetleri Kontrol Etme Gücü


İlahi rahmetten uzaklaşma ve Allah’ın sonsuz lütuflarından mahrum olmaya zemine hazırlayan en önemli faktör insanın nefsanî ve özellikle cinsel şehvet olmak üzere şehvani isteklerinin tuzağına düşmesidir. Dini öğretilerde o şehvetleri kontrol etme ve yön verme ve içgüdülerde itidalli olmak için birçok ameli düsturlar beyan edilmiştir ki onlardan bir tanesi de oruç tutmaktır. Zira oruç, bir nevi tabii ve makul riyazettir. Eğer düzenli ve programlı tekrar edilirse tedrici olarak insanın kendisini günahlardan koruma gücünü takviye eder ve onu kendi iradesine musallat olmasını sağlar. İşte burada oruç tutan kimse her günahın karşısında iradesini kaybetmez ve bütün noksanlıklardan münezzeh olan Allah’a yakınlaşmada gevşekliğe duçar olmamakla birlikte günahlardan sakınır. Nitekim Kuran’ı Kerim, “leallekum tettekun” (Umulur ki takvalı olursunuz) cümlesiyle bu konuya değinmektedir.
Peygamber Efendimiz (s. a. a) şöyle buyurmaktadır: “Ey gençler, sizden kimin gücü yeterse evlensin; çünkü bu, gözün haramdan sakınmasını ve iffetin korunmasını sağlar. Kimin evlenmeye gücü yetmezse; oruç tutsun; çünkü oruç, cinsel arzuları kontrol etmede çok faydalıdır. ”

←← İhlası Güçlendirme Etkeni


İmam Ali (a. s) ibadetlerin felsefesini açıklarken oruç hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah orucu kullarının ihlasını denemek için farz kılmıştır. ”
Hz. Fatımatü’z Zehra (s. a) bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah orucu ihlası güçlendirmek için farz kılmıştır. ”
Netice itibari ile oruç, insanda ihlasın rüşt ve gelişimi için etkilidir; zira oruç sakınma ve korunma olduğu için gizli olan yegane ibadettir ve şahsın kendisi onu söylemeyene kadar Allah’tan başka hiç kimsenin ondan haberi olmaz.

← Orucun Toplumsal Etkileri


Oruç tutmanın bazı toplumsal eserleri şunlardan ibarettir:
=====Farklı Tabakaların Yakınlaşması=====
Oruç tutan toplumda fakir kimselerle aynı hisleri paylaşım güçlenir ve toplum kitlelerinin arasındaki tabaka ayrıklıları azalır. Oruç, insanda mahrum kesimle hisleri paylaşma ve aynı olma duygularını uyandırmaktadır. Oruçlu kimsenin kendi geçici açlık ve susuzluğuyla duygusallık boyutunun ön plana çıkması sonucu açlar ve mahrumların bulunduğu durumu daha iyi idrak edebilir ve hayatında sahip olduğu şeylerin hakkını zayi etmeme ve mahrumlardan gafil olmama hissini açığa çıkarır. Gerçi zengin ve servet sahibi insanlara, aç ve mahrum insanların halini nitelemekle onların durumlarına vakıf edebiliriz. Ancak bu mesele, hissi ve ayni boyuta indirgenirse daha etkili olacaktır. İmam Sadık’tan (a. s) rivayet edilen meşhur hadiste “Hişam b. Hekem” İmam Sadık’tan (a. s) orucun teşri edilmesi hakkında sorduğu sorusunda İmam Sadık (a. s) şöyle buyurdu: “Oruç tutmanın farz oluşunun sebebi şudur ki oruç sebebiyle zengin ve fakir eşit olurlar. Zira zengin açlığın sıkıntısını bilmez ki fakire merhamet etsin. Zira zengin insan, bir şey istediğinde onu temin edebilme gücüne sahiptir. Bu yüzden aziz ve celil olan Allah istedi ki yaratıkları arasında eşitlik oluşsun ve açlığın zorluk ve sıkıntısını zengin de tatsın ki zayıflara acısın ve aç kimseye merhamet etsin. ”
=====Hüsn’i Muaşeret=====
Oruç tutmak, insanda manevi konulara yönelme zemini oluşturur ve onu, toplumsal bozukluklardan uzak tutma ve içtimai takva ve kendi cinsleriyle güzel muaşeret içinde olma etkenidir. Elbette bu etki, mübarek Ramazan ayında, insanların genelinin oruçlu olması ve iftar vermenin müstehap olması vb. gibi özel programlar içermesinden dolayı daha fazla etkileri olacaktır.
=====Fesadın Azalması-Takvanın Artması=====
Oruç farizasını önemseyen toplumda, manevi havanın oluşmasıyla birlikte toplumsal afetler ve suçlar da azalır. Oruç, insanda takva ve sakınma ruhiyesi oluşturur ve zamanla da onu güçlendirir ve toplum bireylerinin her birinin ruhi terbiyesine direkt olarak etki eder. Zira ferdi ve toplumsal günahların geneli gazap ve şehvet olarak iki kökten kaynaklanmaktadır. Oruç ise bu iki içgüdünün aşırılıklarının önüne almaktadır. Bu nedenle toplumda fesadın azalmasına ve takvanın artmasına sebep olur.
Özellikle Ramazan ayında olmak üzere, fertlerin genelinin oruçlu olduğu bir toplumun özel bir manevi atmosfere sahip olması bir gerçektir. Ayrıca toplumsal dert ortaklığı, kaynaşma ve kültürel ve toplumsal afetlerin azalmasına vesile olur.

Dipnot

[Düzenle]
 
1. Bakara, 183.    
2. Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kafi, Daru’l Kutub el-İslamiye, c. 4, s. 63-64, 1365 h. ş.    
3. Meclisi Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, Beyrut, Müessesei el-Vefa, c. 93, s. 254, 1404 h. k.
4. Amuli, Şeyh Hürr, Vesailu’ş Şia, Kum, Müessesei A’lul Beyt, c. 10, s. 408, 1409 h. k    
5. Bakara, 45    
6. Bakara, 153.    
7. Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, Tahran, Daru’l Kutub el-İslamiye, c. 1, s. 218, 1374 h. ş.    
8. Hüseyni Hamedani, Seyyid Muhammed Hüseyin, Envar’i Dirahşan, Behbudi, Muhammed Bakır, Tahran, Kitap Furuşiyi Lutfi, c. 1, s. 144, 1404 h. k
9. Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kafi, c. 4, s. 66.    
10. Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 1, s. 629.    
11. Banuyi İsfahani, Seyyide Nusret Emin, Mahzenu’l İrfan der Tefsir-i Kur’an, Tahran: Neşri Nehzeti Zenan-ı Müselman, c. 1, s. 306, 1361 h. ş.
12. Belaği, Seyyid Abdu’l Hüccet, Huccetu’t Tefasir ve Belağu’l İksir, Kum: İntişaratı Hikmet, c. 1, s. 135, 1386 h. k
13. Ra'd, 28.    
14. Şeyh Saduk, Men la Yehzeruhu’l Fakih, Kum:İntişaratı Camiayı Müderrisin, c. 2, s. 76, 1413 h. k.    
15. Şeyh Saduk, Men la Yehzeruhu’l Fakih, c. 4, s. 360.    
16. Şeyh Hürr, Vesailu’ş Şia, c. 10, s. 313    
17. Şeyh Hürr, Vesailu’ş Şia, c. 10, s. 404.    
18. Şeyh Saduk, Meaniu’l Ahbar, Kum:İntişaratı Camiayı Müderrisin, s. 409, 1361 h. ş.    
19. Şeyh Saduk, Meaniu’l Ahbar, s. 409.    
20. Bakara, 183.    
21. Muhaddis-i Nuri, Müstedreku’l Vesail, Kum:Müessesei A’lul Beyt, c. 14, s. 153, 1408 h. k    
22. Seyyid Razi, Nehcü’l Belağa, Kum:Neşri Hicret, s. 512, 1414 h. k    
23. Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c. 96, s. 368.    
24. Şeyh Saduk, Men la Yehzeruhu’l Fakih, c. 2, s. 73.    
25. Kıraati, Muhsin, Tefsir-i Nur, c. 1, s. 283-284, 1389 h. ş.    


Kaynakça

[Düzenle]

İslamquest sitesi "Orucun insan üzerindeki etkileri" adlı makaleden yararlanılmıştır    






جعبه ابزار