Namazın Cem Edilmesi

Makaleyi PDF formatında kaydet



Namazın cem edilmesi konusu, İslam fıkhında incelenen ve Ehlisünnet ve Şia arasında farklı hükümlere sahip bir konudur. Şia ve Ehlisünnet kaynaklarından bizlere ulaşan rivayetler dikkate alındığında İslam Peygamberi (s. a. a) öğle, ikindi namazlarını ve akşam, yatsı namazlarını hem cem ederek hem de ayrı ayrı kılmışlardır.


Allah Resulü ve Namazın Cem Edilmesi

[Düzenle]

İslam Peygamberi (s. a. a) insanların zora düşmemesi ve rahat olması için bazı vakitler namazları cem ederek kılmaktaydı.
İmam Sadık (a. s) şöyle buyuruyor: “Allah resulü, herhangi bir özrü olmaksızın öğle ve ikindiyi ve aynı şekilde akşam ve yatsıyı bir ezan ve iki ikame ile eda etmekteydi. ”
Beş vakit namaz farzdır ama namazları beş ayrı vakitte kılmak farz değildir. Zira İslam Peygamberi’nin (s. a. a) sünneti farz olmadığını göstermektedir. Bu siyer, farzdan ziyade müstehap ve mubah olduğunu kanıtlamaktadır. Beş ayrı vakitte kılmanın farz olduğunu kanıtlayacak ayrı delillere ihtiyaç vardır. Mevcut deliller beş vakit namazın beş ayrı vakitte kılmanın farz olmadığına delalet etmektedir.

Namaz Vakitleri

[Düzenle]

Cevaba geçmeden önce namaz vakitlerine ve bu namazların ortak ve has zaman dilimlerine değinmek münasip olacaktır.

← Öğle Namazı


Öğle namazının kendine has vakti: Güneş ışınlarının dik olarak vurmasıyla başlayan dört rekât öğle namazı kılacak kadar olan vakittir. Bu zamanda sadece öğle namazı eda edilebilir.

← İkindi Namazı


İkindi namazının kendine has vakti: Güneşin batmasına sadece ikindi namazını eda edecek kadar sürenin kaldığı zaman dilimi, ikindi namazına has vakittir.

← Müşterek Vakit


Öğle ve ikindi namazı arasında müşterek vakit: Öğle namazının kendine has vakti ile ikindi namazının kendine has vakti arasında kalan zaman dilimi müşterek vakittir. Bu zaman da öğle ve ikindi namazı aralarına fasıla bırakılmaksızın eda edilebilir.

← Akşam Namazı


Akşam namazının kendine has vakti: Gün batımından üç rekât akşam namazını eda edecek kadar olan vakit dilimi akşam namazına has vakittir. Bu vakitte sadece akşam namazı eda edilebilir.

← Yatsı Namazı


Yatsı namazının kendine has vakti: Gece yarısına sadece ikindi namazını eda edecek kadar sürenin kaldığı zaman dilimidir. Bu zaman diliminde sadece yatsı namazı eda edilebilir.

← Müşterek Vakit


Akşam ve yatsı namazlarının müşterek vakti: akşam namazının kendine has vakti ile yatsı namazının kendine has vakti arasında kalan zaman dilimi müşterek vakittir. Bu süre zarfında akşam ve yatsı namazları aralarında fasıla bırakılmadan eda edilebilir.

Ehlisünnet’te Namaz Vakitleri

[Düzenle]

Ehlisünnet inanmaktadır ki: Şerî olarak öğle vaktinin girmesinden nesnenin kendi boyu miktarınca gölgesi uzayıncaya kadar olan vakit öğle namazına has vakittir. Bu zaman diliminde ikindi namazı eda edilemez. Bu vakitten sonra güneş batımına kadar olan vakit ikindi namazına has vakittir. Bu zaman diliminde öğle namazı eda edilemez. Güneş batımından alaca karanlığa kadar olan vakit akşam namazına has vakittir ve bu zamanda yatsı namazı eda edilemez. Alaca karanlıktan geçe yarısına kadar olan vakitte yatsı namazına has vakittir. Bu zaman diliminde akşam namazı eda edilemez.
[1] 2334 numaralı cevaptan alıntı yapılmıştır. Ayrıntılı cevap özetle sunulmuştur.

Ehlisünnet, öğle namazı ile ikindi namazının aynı şekilde akşam namazı ile yatsı namazının cem edilerek kılınmasının caiz olduğunu kabul etmezler. Ancak seferde, korku anında ve yağmurlu günlerde namazların bir vakitte cem edilmesini caiz bilmektedirler. Bu durumlarda namazlarını Ehlibeyt mektebine mensup Şialar gibi cem ederek eda etmektedirler.
[2] Şerefuddin El-musevi, Abdu’l-Hüseyn, Mesail’i Fıkhiye, s. 9, Muessese’tul-Ensariyan et’Tebaeti ven-Neşr, Kum, 3 baskı, 1382 h. ş.


Şia’da Namazı Cem Etmek

[Düzenle]

Halbuki Ehlibeyt mektebi güneşin tepeye gelmesinden sonra tertibe yani önce öğle sonra ikindi namazını kılmaya riayet ederek cem edilmesini caiz bilmektedir. Yani ikindi namazını öğle namazından sonra kılmayı aynı şekilde yatsı namazını akşam namazından sonra kılmayı caiz bilmektedirler.
[3] Komisyon, Sire ve Tarih’i Peyamber’i Azam, Muhammet Bakır Puremini’nin kontrolünde, s. 171, Defter’i Neşr’i Maarif, 1385. ş.


Ehlisünnet’in Delili

[Düzenle]

Bu konuda Ehlisünnetin delili, rivayette geldiği üzere İslam Peygamberi’nin (s. a. a) öğle ve ikindi namazı arasında fasıla bırakmasıdır. Ehlibeyt mektebi ise bunun bir sünnet olduğunu ve amelî sünnetin bir şeyin amelen vacip olduğuna delalet edecek bir ispat oluşturamayacağına inanmaktadır. Zira İslam Peygamberinin amelî sünneti vacip oluşuna delalet edebileceği gibi müstehap ve mubah oluşuna da delalet edebilir. Dolayısıyla bu amelin vacip olduğunu ispatlayacak başka delillere ihtiyaç vardır.
[4] Komisyon, Sire ve Tarih’i Peyamber’i Azam, Muhammet Bakır Puremini’nin kontrolünde, s. 172, Defter’i Neşr’i Maarif, 1385. ş.


Şia’nın Delili

[Düzenle]

Ehlibeyt mektebi Ehlisünnetin bu iddiasını kabul edilir görmediği gibi kendi görüşüne delil de sunmaktadır. Ehlibeyt mektebi bu konuda İslam Peygamberi’nin (s. a. a) öğle ve ikindi namazını belirli bir özür bulunmadan cem ettiğine delalet eden hadisler sunmaktadır.
[5] Daha fazla bilgi için 2334 nolu cevaba müracaat ediniz.


Rivaî Deliller

[Düzenle]

Bu konuda Ehlisünnet kaynaklı rivayetlerden bazılarına değinecek olursak:
İbn Abbas rivayet eder: İslam Peygamberi yedi rekâtı birlikte (yani akşam ve yatsı namazını) ve sekiz rekâtı (öğle ve ikindi namazını) birlikte kılardı.
[6] El-Buhari, Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail, Sahih Buhari, s. 206, h. 537, Dar’ul-Maarif, Beyrut.

Said b. Cubeyr, İbn Abbas’tan şöyle nakleder: İslam peygamberi (s. a. a) herhangi bir tehlike, sefer ve iş söz konusu değilken bile öğle ve ikindi namazını ve akşam ve yatsı namazını cem ederek kılardı. Said b. Cubeyr, İbn Abbas’tan cem etmenin hikmetini sorar. İbn Abbas şöyle cevap verir: İslam Peygamberi (s. a. a) ümmetinin zorluğa ve zahmete düşmelerini istemedi.
[7] Geşiri Nişaburi, Muslim b. haccac, Sahih’i Müslim, c. 1, s. 490

Başka bir rivayette İslam peygamberinin namazları cem etmesinin sebebi sorulduğunda İbn Abbas şöyle cevap veriyor: "Allah Resulü, ümmetine kolaylık ve rahatlık olması için böyle yaptı."
[8] Geşiri Nişaburi, Muslim b. haccac, Sahih’i Müslim, c. 2, s. 152

Bu rivayeti hem İmam Malik hem de Ahmet b. Hanbel, kendi kitaplarında nakletmişlerdir.
Bunun yanında Masum İmamlardan bu konuda birçok rivayet nakledilmiştir.
İmam Sadık (a. s) buyuruyor ki: “Güneş tepeye ulaştığı zaman öğle ve ikindi namazının vakti girmiştir. Ama öğle namazı ikindi namazından önce eda edilir. ”
[9] Sire ve Tarih’i Peyamber’i Azam, Muhammet Bakır Puremini’nin kontrolünde, s. 171

İslam peygamberinin bazen beş vakit namazı üç vakitte kıldığına hiçbir şüphe yoktur. Kendisi bu konu şöyle buyurmuştur: “Böyle yapıyorum ki ümmetime kolaylık olsun. ”
İmam Sadık (a. s) bu konuda şöyle buyuruyor: “İslam Peygamberi (s. a. a) herhangi bir engel ve sakınca söz konusu değilken bile öğleyle ikindiyi ve akşamla yatsıyı cem ederek bir ezan iki ikameyle eda ederdi. ”
[10] Şeyh Hürr Amuli, Vesail’uş-Şia, c. 3, s. 160, Muessese’tu Alu-lbeyt Ehya’i İtret, 1414. g.

İmam Sadık (a. s) başka bir rivayette şöyle buyuruyor: “Allah Resulü (s. a. a) hiçbir engel ve sakınca söz konusu değilken öğle ve ikindi namazını cem ederek kıldı. Ömer b. Hattab, Allah Resulü’ne (s. a. a) “Namazda yeni bir şey mi çıktı?” diye sordu. Allah Resulü (s. a. a) şöyle buyurdu: “Namaz hakkında yeni bir hüküm yoktur. Sadece ümmetime kolaylık sağlamak istedim. ”
[11] Aynı adres, 161. s.

Son olarak şunu hatırlatmayı gerekli görüyoruz ki Şia uleması bu ifade edilen deliller ışığında namazların üç vakitte kılınmasına cevaz vermişlerdir. Elbette namazları beş ayrı vakitte, fazilet vakitlerinde eda etmenin daha iyi olduğuna kimsenin itirazı bulunmamaktadır. Ayrıca şunu da hatırlatalım ki namazı üç vakitte eda etmek, üç vakitte kılmanın vacip olduğu anlamına gelmez.
Tabi ki Nehc’ul Belaga’da, Allah Resulünün (s. a. a) namazı, insanın evininden çıkan kaynak suyunda günde beş defa yıkanmasına benzettiği beyanı bulunmaktadır.
[12] Nehc’ul Belaga, 199. hutbe.

Bu tabirden, namazları beş ayrı vakitte kılmanın vacip olduğu çıkarımı yapılamaz. Zira namazı üç vakitte kıldığımız zaman da beş ayrı namaz kılarız. Her namaz, ayrı bir yıkanma-arındırma hükmündedir. İmam Ali’nin (a. s) bu beyanı namazın eserine ve konumuna nazır bir açıklamadır.


Dipnot

[Düzenle]
 
1. 2334 numaralı cevaptan alıntı yapılmıştır. Ayrıntılı cevap özetle sunulmuştur.
2. Şerefuddin El-musevi, Abdu’l-Hüseyn, Mesail’i Fıkhiye, s. 9, Muessese’tul-Ensariyan et’Tebaeti ven-Neşr, Kum, 3 baskı, 1382 h. ş.
3. Komisyon, Sire ve Tarih’i Peyamber’i Azam, Muhammet Bakır Puremini’nin kontrolünde, s. 171, Defter’i Neşr’i Maarif, 1385. ş.
4. Komisyon, Sire ve Tarih’i Peyamber’i Azam, Muhammet Bakır Puremini’nin kontrolünde, s. 172, Defter’i Neşr’i Maarif, 1385. ş.
5. Daha fazla bilgi için 2334 nolu cevaba müracaat ediniz.
6. El-Buhari, Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail, Sahih Buhari, s. 206, h. 537, Dar’ul-Maarif, Beyrut.
7. Geşiri Nişaburi, Muslim b. haccac, Sahih’i Müslim, c. 1, s. 490
8. Geşiri Nişaburi, Muslim b. haccac, Sahih’i Müslim, c. 2, s. 152
9. Sire ve Tarih’i Peyamber’i Azam, Muhammet Bakır Puremini’nin kontrolünde, s. 171
10. Şeyh Hürr Amuli, Vesail’uş-Şia, c. 3, s. 160, Muessese’tu Alu-lbeyt Ehya’i İtret, 1414. g.
11. Aynı adres, 161. s.
12. Nehc’ul Belaga, 199. hutbe.


Kaynakça

[Düzenle]

İslamquest sitesi "Namazın Cem Edilmesi" makalesinden yararlanılmıştır.






جعبه ابزار