Kuran'da İmamet
Makaleyi PDF formatında kaydet
Kuran’da imamet (Arapça: الامامة فی القرآن),
Kurani kavramlar içerisinde üzerinde önemle durulan ve
müfessirler arasında görüş farklılıklarının olduğu bir konudur.
[Düzenle]
İmamet lügatte önderlik, kılavuzluk ve rehberlik demektir. İmam ise -ister insan olsun ister başka şey, ister hak olsun, ister batıl- peşinden gidilen şey manasına gelmektedir; mutlak önder, mukteda ve rehbere imam denir. Istılahta ise
İslam Peygamberinden (s. a. a) sonra
İslam toplumunun rehberliğine imamet denmektedir.
[Düzenle]
İmamet,
Şii kelamcılara göre ‘
nübüvvet’ gibi
usul-i din’den olup ilahi bir makamdır. İmam, nübüvvetin dışında Peygamberin (s. a. a) sahip olduğu bütün vazifeleri sahip olan kimsedir.
Allah tarafından atama,
ismet ve üstünlük imamın üç temel şartıdır. Bu görüşün birçok akli ve nakli delili vardır.
İmametin kapsamlı tarifi şudur: İlahi tayinle belirlenen bir insan-ı kamil’in her asır ve zamanda
dünya ve
ahiret bütün işlerde İslam Peygamberinin (s. a. a)
halifeliğinin genel ve her yönlü ilahi rehberliğidir.
[Düzenle]
Bu başlık altında birkaç konunun ele alınması gerekir:
İmametin
Kuran’daki lugat manası önderlik, muktedalık ve rehberliktir; imam ise önder, mukteda ve rehber demektir.
[Düzenle]
Kuran’da on iki
ayette ‘İmam’ ve ‘İmamlar’ kelimeleri geçmiş ve imametten bahsedilmiştir. Bu ayetlerde imam kelimesi değişik yer ve manalarda kullanılmıştır. Sekiz yerde insana, iki yerde kitaba, bir yerde
Levh-i Mahfuz’a, bir yerde de yol ve caddeye imam denmiştir.
[Düzenle]
İmamet bu manada Kuran’da iki şekilde gelmiştir: 1)
Salih ve ilahi önderler olan imamlar 2)
Küfür ve
dalalet önderleri olan imamlar
Kuran’da hidayet imamları hakkında gelen ayetler de kısımlara ayrılır: 1) İmamın özelliklerini beyan eden ayetler, 2) Kinaye şeklindeki gelen ayetler;
Ehlibeyt’ten (a. s) nakledilen rivayetlerde onların hidayet imamlarına ait özellikler olduğu söylenmiştir. 3)
İmam Ali’nin (a. s) faziletleri hakkındaki ayetler, 4)
İmam Mehdi’nin (a. f) faziletleri hakkındaki ayetler.
Bu gruba ait (imamın özelliklerinin beyan edildiği) bazı ayetler şunlardır:
I. ‘O zamanlar
rabbi ,
İbrahim'i bâzı sözlerle sınadı. O, bunları yerine getirip tamamlayınca dedi ki: ‘Ben seni insanlara imam edeceğim. ’ İbrahim, soyumu da imam et, dedi. Allah dedi ki: Benim ahdime,
zalimler nail olamazlar.
II. ‘Onları öyle rehberler ettik ki emrimizle halkı doğru yola sevkederler ve onlara hayırlı işleri,
namaz kılmayı,
zekat vermeyi
vahyettik ve onlar, bize
ibadet eden kişilerdi. ’
III. ‘Ve içlerinden,
sabrettikleri takdirde onları, emrimizle doğru yola sevkedecek imamlar tâyin etmiştik ve onlar, delillerimize adamakıllı inanmışlardı. ’
IV. ‘De ki: Ona eş saydıklarınız içinde hangisi halkı gerçeğe sevkedip yol gösterir? De ki: Allah, gerçek yola sevkeder, doğru yolu gösterir. Halkı gerçeğe sevkeden mi uyulmaya daha lâyıktır, doğru yola sevkedilmedikçe o yolu bulamayan mı? Nasıl hükmediyorsunuz?’
Kur’an’ın bu ve benzeri ayetlerinden hidayet ve hak imamlarının birkaç özelliği ortaya çıkmaktadır:
Bu ayetlerde İmamet makamını Allah’ın verdiği belirtilmiş ve imamet ilahi bir
ahit olarak sayılmıştır. Bu yüzden onu üstlenecek olanı da halk değil, ahdin bir tarafında olan Allah’ın seçmesi gerekir. Yine bu ayetlere göre imam, masum, en kamil ve insanların en faziletlisi olmalıdır. Allah’tan başkası, bu özelliklere kimin sahip olduğunu bilmediğinden imamın da Allah tarafından seçilmesi gerekir. Hidayet imamlarının Allah tarafından seçilmesinin felsefesi, insanlığın hidayet ve rehberliğinden dolayıdır.
Ayetlerden imamın
günah, hata, yanlışlık ve her türlü kötü sıfatlardan uzak olması ve bu konularda ilahi güvencede olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Üçüncü ve dördüncü ayetlere göre İmam, Allah’ın buyruğuyla hidayet eden olduğundan hakka hidayet eden insanların en kamili ve en faziletlisi olmalıdır. Demek ki imam, ilimde, dinde, yakînde,
adalette, bütün fazilet ve kemallerde insanların en üstünü olmalıdır.
İmamların özelliklerinden bir diğeri
hidayet olmuş olmalarıdır.
Ayrıca insanları ilahi hidayetle yönlendirmek de imamın özelliklerindendir.
Yakîn ehli olmak Kura’nın işaret ettiği imamın özelliklerindendir.
İnsanlarla iletişiminde, insanların kendisine karşı davranışlarında, karşılaştığı sorunlarda vb. her alanda bir imamın sabır ehli olması, onun temel özelliklerindendir.
Kuran’da imam için belirlenen ve tavsif edilen özelliklerden biri de o insanın ibadet hususunda da halkın en önde geleni, tüm eylemlerinde, söylemlerinde ve davranışlarında bir ibadet rengi taşıması gerekir.
Kinaye şeklinde olan ayetlerdir. Ehlibeyt’ten (a. s) nakledilen rivayetlerde, onların hidayet imamlarına ait olduğu belirtilmiştir. Bu konudaki ayetler çok olduğundan onların bir kısmına işaret ediyoruz.
Sırat-ı Müstakim veya doğru yol, güvenle gidilen yoldur ve insan o yolda ilerlediğinde maksada varır. Kuran şöyle buyuruyor: ‘Bizi doğru yola hidayet et. ’
İmam Sadık (a. s) bu ayet hakkında, ‘Vallahi biziz doğru yol. ’ diye buyurmaktadır.
Allah’ın İmamlar için saydığı özelliklerden olan şahitlik makamıdır. Zira şahit olmanın gereği amellere, fiillere, niyetlere vb. şeylere şahit olmaktır. Bu durumda imamlar, kulların amellerini gören ve onları gözetleyen kimselerdir. Kuran şöyle buyuruyor: ‘Böylece bütün insanlara şahit olmanız, Peygamberin de size şahit olması için sizi, orta (vasat) bir ümmet yapmışızdır. ’
İmam Sadık (a. s) buyuruyor ki: ‘Biziz Allah’ın yarattıklarına şahit olanlar. ’
Allah’ın kapısı olmak imamların özelliklerindendir. Yani kim Allah’ın feyzinden yararlanmak istiyorsa O’nun kapısından girmelidir. İmamlar (a. s) , Allah’ın feyiz kapılarıdır. Kuran, şöyle buyuruyor: ‘Hayır, evlere arka taraflarından girmek değildir. Hayır sahibi, Allah'tan çekinendir. Evlere kapılarından girin. Allah'tan sakının ki kurtulmuş kimselerden olup muradınıza eresiniz. ’
İmam Bakır (a. s) şöyle buyuruyor: ‘Âl-i Muhammed, Allah’ın kapıları ve O’na ulaşma yollarıdır. ’
Bu kelime iman getirmekte ve salih amel yapmakta başkalarından öne geçen kimseler için kullanılmaktadır. Kuran’ı Kerim, şöyle buyuruyor: ‘Onlardan hayırlarda herkesten ileri giden var. ’
İmam Rıza (a. s), bu ayet hakkında şöyle buyurmuştur: ‘Hayırlarda herkesten ileri giden imam’dır. ’
Mizan veya amel terazisi, yaratılmışların amellerinin doğruluğunun ölçüsüdür. Kuran, şöyle buyurmaktadır: ‘
Kıyamet günü, adalet terazilerini kuracağız, kimse hiçbir şeyde haksızlığa uğramayacak. ’
İmam Sadık (a. s) buyuruyor ki: ‘Teraziler, peygamberler ve vasileridir. ’
Işık saçmak İmam’ın (a. s) özelliklerindendir. Kuran şöyle buyuruyor: ‘Öyle bir mabuttur ki karada ve denizde, karanlıklar içine dalmışken yolunuzu bulmanız için yıldızları yaratmıştır. ’
Ali b. İbrahim’in tefsirinde şöyle gelmiştir: ‘Şüphesiz ki Muhammed’in Ehl-i Beyt’i (a. s) yıldızlardır. ’
Doğru anlamına gelmektedir. Kuran, şöyle buyuruyor: ‘Ey inananlar, Allah'tan çekinin ve doğrucularla beraber olun. ’
İmam Bakır (a. s) buyuruyor ki: ‘ (Allah bu ayetle) Bizi kastetmiştir. ’
Bazı ayetler imamların ilimlerinin derinliğine işaret etmektedir: ‘Halbuki onların
tevilini ancak Allah ve bilgide şüpheleri olmayacak kadar kuvvetli olanlar bilir. ’
Dolayısıyla bilgide kuvvetli olanlar ilmin deryasına dalmış ve onun kendisini tatmış kimselerdir.
İmam Sadık (a. s) buyuruyor ki: ‘İlimde sağlam olanlar Emir-ül Müminin ve Ondan sonra gelen imamlardır. ’
Bazı ayetler ise onların çok büyük bir ilime sahip olduğunu göstermektedir: ‘Sizinle aramda tanık olarak Allah ve kitap bilgisine sahip olan yeter. ’
İmam Bakır (a. s) şöyle buyuruyor: ‘Bu ayet bizi kastetmektedir ki, Resulullah’tan (s. a. a) sonra ilkimiz ve en üstümüz olan kimse Ali’dir. ’
Tayyip çeşitli manalara gelmektedir: Allah’ın
helal ettiği şeylerin verdiği lezzet; temiz olan,
ruh ve bedene eziyet etmeyen şey demektir.
Burada bu manaların tümünü imam için varsayabiliriz. Kuran şöyle buyuruyor: ‘Görmedin mi Allah nasıl örnek getirmede temiz söz, tertemiz bir ağaca benzer... ’
İmam Sadık (a. s) buyuruyor ki: ‘Ağacın kökü Allah Resulü, dalı Emir-ül Müminin, budakları ise İmamlardır. ’
Kuran’ı Kerim, şöyle buyuruyor: ‘Yoksa Allah'ın, lütfedip insanlara ihsan ettiği şeylere
haset mi ediyorlar? Gerçekten de biz İbrahim soyuna kitap ve hikmet verdik ve onlara büyük bir saltanat ihsan ettik. ’
İmam Sadık (a. s) buyuruyor ki: ‘Allah’a ant olsun ki, haset edilenler bizleriz. ’
Kuran şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki yeryüzü Allah'ındır, kullarından dilediğine
miras olarak kalır ve sonuç, çekinenlerindir. ’
İmam Bakır (a. s) buyuruyor ki: ‘Yeryüzünün
varisleri ve çekinenler bizleriz. ’
Şecaat ve yiğitlik imamın özelliklerindendir. Kuran şöyle buyuruyor: ‘İnsanların öylesi de var ki Allah rızasına nail olmak için adeta kendisini satar, Allah rızasını alır. Allah kullarını pek esirger. ’
İmam Zeynel Abidin (a. s) şöyle buyuruyor: ‘Bu ayet, Ali (a. s) Allah Resulünün (s. a. a) yatağında yattığı zaman nazil oldu. ’
Kuran şöyle buyuruyor: ‘Sizin
veliniz ancak Allah'tır ve Peygamberidir ve inananlar araında, namaz kılanlar ve rüku ederken zekat verenlerdir. ’ Resulullah (s. a. a) şöyle buyuruyor: ‘Ali, namaz kılan ve
rüku ederken zekat verendir. ’
Allah’a
iman ve Onun yolunda
cihat, imamların belirgin özelliklerindendir. ‘
Hacılara su verme ve
Mescid-i Haram'ı imar etme işiyle uğraşanların derecesini Allah'a ve ahiret gününe inanıp Allah yolunda savaşan kimsenin derecesiyle bir mi tutarsınız?’
Şii müfessir ve
raviler, kaynaklarında bu ayetin Ali’nin (a. s) hakkında nazil olduğuna dair birçok
hadis zikretmişlerdir.
Yine
Ehli Sünnet’ten Taberi,
Sa’lebi,
Tefsir-i Hazin,
Vahidi (Esbab-ı Nüzul’da) ,
Allame Bağavi (
Maalim-ul Tenzil’de) ,
Meğazili (Menakıp’ta) ,
İbn Esir (
Cami-ul Usul’da) ,
Fahr-i Razi (Tefsir’de) , vs. bunu nakletmişlerdir.
Kuran şöyle buyuruyor: ‘İnananlar ve iyi işlerde bulunanlarsa, şüphe yok ki onlardır yaratılmışların en hayırlıları. ’
İmam Bakır (a. s) , Resulullah’ın (s. a. a) Hz. Ali’ye (a. s) şöyle buyurduğunu naklediyor: ‘Onlar, sen ve senin takipçilerindir. ’
‘De ki: Allah'ın ihsanıyla,
rahmetiyle, yalnız bunlarla ferahlanıp sevinsinler. Bu, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır. ’
İmam Bakır (a. s) buyuruyor ki: ‘Allah’ın ihsanı Resulullah, rahmeti ise Ali b. Ebu Talip’tir. ’
Kuran, şöyle buyuruyor: ‘Ant olsun ki biz,
Tevrat'tan sonra
Zebur'da da yazdık: Şüphe yok ki yeryüzü, salih kullarıma miras kalır. ’
İmam Bakır (a. s) , Resulullah’ın (s. a. a) şöyle buyurduğunu naklediyor: ‘... Allah, Ehlibeytimden yeryüzü zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak birini çıkaracaktır. ’
‘Ve yeryüzü, Rabbinin nuruyla ışıklanmıştır. ’
İmam Sadık (a. s) şöyle buyuruyor: ‘Kaimimiz kıyam ettiğinde Allah’ın nurunu yayacak ve insanların güneşin ışığına ihtiyacı olmayacaktır. ’
Kuran’da ateş imamlarının özellikleri şöyle gelmiştir: Onlar Allah’a ve ilahi ahkama asla uymayan,
heva ve heveslerin e göre hareket eden kimselerdir. Onlar küfür ve dalalette öncüdürler. Bu alanda son hadde ulaştıklarından bu konuda imam olmaya da müstehaktırlar. Bu yüzden Allah onları küfür, dalalet ve isyanın öncüleri yapmıştır.
Firavun ve takipçileri,
Müşrik Arapların reisleri Kur’an’da ateş imamları olarak tanıtılmışlardır. Bu açıdan Kuran’ı Kerim’den bazı örnekler sunacağız.
“Böylece onları, halkı ateşe çağıran öncüler yapmış olduk. Kıyamet gününde onlar yardım görmeyeceklerdir.”
“(İnkârcı önderlere), “İşte şunlar da sizinle beraber cehenneme girecek olanlardır” (denince), “Rahat yüzü görmesin onlar! Onlar ateşe gireceklerdir” (derler).”
Ateşin içinde birbirleriyle çekişirken zayıflar, büyüklük taslamış olanlara, “Vaktiyle biz size uymuştuk, şimdi bu ateşin hiç olmazsa bir kısmından bizi kurtarabilir misiniz?” dediklerinde; Büyüklük taslayanlar şöyle cevap verirler: “Doğrusu hepimiz onun içindeyiz; artık Allah, kulları arasında hükmünü vermiştir.”
Şayet antlaşma yaptıktan sonra yeminlerini bozarlar ve dininizi karalamaya kalkışırlarsa, siz de
küfrün imamlarıyla savaşın; çünkü onların yeminleri yok sayılır. (Böyle yaparsanız) belki vazgeçerler.”
Tövbe 12
[Düzenle]
[Düzenle]
İslamquest sitesi "Kuran'da İmamet ve Özellikleri" adlı makaleden yararlanılmıştır