Allah'ın ilmi

Makaleyi PDF formatında kaydet



Allah’ın ilmi (Farsça: علم الهی) , ilahiyat alanında bahsedilen en derin ve aynı zamanda karmaşık meselelerden biridir. Bu konu felsefe, kelam, tefsir ve son dönem kelami meseleler arasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu meselede Allah’ın kendine, varlıklara, cüziyata ve alemde gerçekleşen hadislere olan ilminin niteliği ve niceliği tartışılmaktadır.


Allah’ın İlmi Meselesi

[Düzenle]

Bu meselede aslında şu meşhur kelam meselesine dönmektedir: Allah’ın eşyalara yönelik ilmi onların icat edilmesinden önce midir, sonra mıdır? Esasen Allah için böyle bir ilim mümkün müdür, değil midir?

Allah’ın İlmi ve Görüşler

[Düzenle]

Bu sorulara yanıt ararken mukaddime sıfatıyla bazı noktalara işaret etmeliyiz.
1. Bazı alimlerin belirttiğine göre bu en zor kelam ve felsefe meselelerinden biridir. Hatta mütekellim ve filozoflar bazı yerlerde acayip ve tuhaf yanıtlara başvurmuşlardır.
2. Felsefe ve kelam kitaplarında Allah’ın ilmi meselesi iki kategoride incelenir.

← Allah’ın Kendi Zatına Yönelik İlmi


Felsefe ve kelam kitaplarında Allah’ın zatına yönelik ilmi hakkında alimlerin kanıtları tam bir şekilde açıklanmıştır. Meseleye konu olan husus bu olmadığından buna değinmiyoruz.

← Allah’ın Eşyalara Yönelik İlmi


Bu ilim ya eşyaların icadından öncedir ya da onların icat edilmesinden sonradır.

Zatî İlim ve Fiilî İlim

[Düzenle]

Allah’ın kendi zatına ve icat edilmeden önce harici eşyalara yönelik ilmi zatî ilim ve icat edildikten sonra haricî eşyalara yönelik ilmi ise fiilî ilim olarak adlandırılır.
Allah’ın icat edildikten sonra eşyalara yönelik ilmi de meselenin konusu değildir ve şimdiye dek hiç kimse bunu soru konusu yapmamıştır.
[3] Sübhani, Cafer, Muhazarat Fi’l-İlahiyat, s. 113, Merkezu’l-Alemi lid-Derasati’l-İslami, 1411 h. k
Bundan dolayı değinmemiz gereken tek husus, Allah’ın icat edilmeden önce eşyalara yönelik ilmidir. İslam âlimleri bu soruya değişik yanıtlar vermiştir ve biz sadece onların üçünü açıklamakla yetineceğiz.

← Allah, Zaman ve Mekan Üstüdür


Yüce Allah nezdinde hiçbir şekilde zaman ve mekân yoktur. O’nun mukaddes varlığı tüm zaman ve mekânları kuşatmıştır. Geçmiş, hal ve gelecek O’nun için birdir. O’nun varlığının mahlûklardan önce olmasını, nasıl zamansal bir öncelik olarak bilmek olanaksızsa, aynı şekilde O’nun mahlûkların varlığına yönelik ilmini zamansal öncelik olarak bilmek de olanaksızdır.

←← İnsanın Bilgi Sınırları


Başka bir tabirle insanın bilmeye güç yetiremediği ilimler kendi varlıksal haddi dışındadır. İnsanın bilmeye kadir olduğu ilimler ise kendi varlıksal haddinde olan ilimlerdir. Allah’ın hiçbir had-sınır taşımadığı ve hiçbir şeyin O’nu sınırlayamayacağı göz önünde bulundurulursa, hiçbir şeyin Allah’ın ilmi dışında olmadığı anlaşılacaktır. Daha sade bir ifadeyle, “Allah geçmişte bizim gelecekte ne yapacağımızı bilmektedir”, diye bir şey söz konusu değildir; bilakis Allah zaman üstü olarak bu meseleyi bilmektedir. O, bu konuyu şimdiki zamandaki bir gerçekliği bildiği gibi bilmektedir; çünkü tüm zamanlar O’nun için haldir.

←← Thomas Aquinas’ın Görüşü


Batılı meşhur Hıristiyan filozof ve aynı zamanda ilahiyatçı Thomas Aquinas’ın deyimiyle, “bir caddede yürüyen kimse, kendisinden sonra gelenleri görmez; ama bir yükseklikten tüm caddeye bakan kimse, bir bakışta caddeyi geçmekte olan tüm yayaları gözlemler. ” Elbette bu yükseklik Allah için ezeli ve ebedi olmaktır. Allah belirtilen yükseklikten zaman caddesini görmektedir. Ama bu caddenin zamansal yayaları olan biz ise, sadece caddede ilerlediğimizde azar azar ona yönelik ilim sahibi oluruz.
[6] Paterson, Michael, Akıl Ve İtikad-ı Dini, Ahmed Neraki ve İbrahim Sultani, s. 122, Terh-i Nu.


← Allah Hakkında İlim Kavramı


Allah hakkında ilim kavramının ne olduğuna dikkat etmek, bu meseleyi halletmek için çok önemlidir. Felsefeciler ilimi, huzurî ve husulî diye iki kısma ayırmıştır.

←← Huzurî ve Husulî İlim


Eğer bilinen hiçbir vasıta olmaksızın bilenin nezdinde hazır olursa, bu huzurî ilimdir. Ama bilinen zihindeki sureti vasıtasıyla bilen nezdinde hâsıl olursa, bu husulî ilimdir. Örneğin insanın Kabe’ye yönelik bilgisi husulî bilgidir; çünkü onu bilmek için önce zihinde Kabe’nin bir sureti icat edilmekte ve sonra o surete dönük bir bilgi ortaya çıkmaktadır. Ama insanın kendi iradesine veya zihnî suretlerine dönük ilmiyse, huzurî ilimdir; çünkü bu ilimde hiçbir suret vasıta olmamıştır.
[7] Fa’ali, Muhammed Taki, Ulum-ı Paye, Nazariye-i Bidahet, s. 66-68, Daru’s-Sadıkin, çap-ı evvel.


←← Allah’ın Huzurî İlmi


Allah’ın ilmi konusunda Allah’ın varlıklara yönelik ilminin husulî ilim olmayıp huzurî ilim olduğu noktası çok önemlidir; çünkü aksi takdirde eşyalara dönük bilgi elde etmek için Allah’ın onların suretlerine ihtiyaç duyması gerekecektir. Oysaki Allah her ihtiyaç durumundan beridir. Bunun yanısıra huzurî ilimde bilinenin bilmeden önce olmasına gerek yoktur; huzurî ilimde durum tersinedir ve bilme bilinenden önce var olmalıdır.

← Allah’ın İlminin Delilleri


Belirtilen hususlar bir yana, Allah’ın icat olmadan önce eşyalara yönelik ilminin olasılığı ve tahakkuk etmesi hakkında bazı deliller getirilmiştir ve biz burada onların en önemlilerine işaret ediyoruz:
Sebebi bilmek, sebebin vaki olduğunu da bilmektir. Neden (Sebep-illet) olması cihetiyle nedeni bilmek, sonucu da bilmektir. Nedeni bilmekten kastedilen şey, sonucun (malülün) varlığına kaynak olan boyutu bilmektir. Örneğin bir gökbilimci ay veya güneş tutulmasının ne zaman olacağını bildirdiğinde, bu onun gök bilimleri kanunları ve hesaplarını bilmesinden kaynaklanır. Başka bir ifadeyle onların nedenlerini bildiği için onları da bilmektedir. Yahut mesela bir doktor bir hastalığın nedenlerini bildiği için, bu nedenleri bir hastada gördüğü zaman, bu hastanın kaç güne kadar sorunla karşılaşacağını teşhis etmektedir. Bu delilin benzerini Allah için de kullanabiliriz. Şöyle ki; evrendeki tüm varlıklar Allah’ın varlığının sonucudur ve Allah’tan başka onların bir (varlıksal) nedeni yoktur. Bundan dolayı Allah’ın kendi zatına yönelik ilmi, onların gerçekleşmesine sebep olan hususa yönelik ilmin aynısıdır. Başka bir ifadeyle, Allah’ın kendi zatına yönelik ilmi, tüm evrenin kendisinden yaratıldığı hususuna yönelik ilimdir ve o hususa yönelik ilim de sonuca yönelik ilmin gereğidir.
[9] Sübhani, Cafer, Muhazarat Fi’l-İlahiyat, s. 113-114.
Mesela Allah’ı nurların nuru bilecek olursak, diğer varlıkların tümü O’nun ışıklarıdır; o halde eğer Allah kendi zatını (ki nurların nurudur) biliyorsa, evrendeki tüm varlıkları bilecektir. Çünkü onların tümü O’nun zatının yansımasıdır.
[10] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 412.
Yahut ekilen bir tohum eğer kendini tanısaydı, kendinde yeti halinde olan yaprak, dal, sap, gül ve meyveyi de kendini tanımanın yanında tanırdı.
[11] Aleme Hilli, Keşfu’l-Murad, Şerh-i Allame Şa’rani, s. 398, Kitapfuruşi-i İslamiye.


Dipnot

[Düzenle]
 
1. Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 471, Çap Ve Neşr-i Beynelmilel-i Tebliğat-ı İslami.    
2. Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Bidayetü’l Hikmet, s. 164, Müessesetü’l-Neşri’l-İslamî.    
3. Sübhani, Cafer, Muhazarat Fi’l-İlahiyat, s. 113, Merkezu’l-Alemi lid-Derasati’l-İslami, 1411 h. k
4. Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 473.    
5. Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiru’l Mizan, tercüme-i Seyid Muhammed Bakır ve Musevi Hemedani, c. 11, s. 419, Defter-i İntişarat-ı Camia-i Müderrsisin-i Havza-i İlmiye-i Kum.    
6. Paterson, Michael, Akıl Ve İtikad-ı Dini, Ahmed Neraki ve İbrahim Sultani, s. 122, Terh-i Nu.
7. Fa’ali, Muhammed Taki, Ulum-ı Paye, Nazariye-i Bidahet, s. 66-68, Daru’s-Sadıkin, çap-ı evvel.
8. Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiru’l Mizan, tercüme-i Seyid Muhammed Bakır ve Musevi Hemedani, c. 14, s. 383-384.    
9. Sübhani, Cafer, Muhazarat Fi’l-İlahiyat, s. 113-114.
10. Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 2, s. 412.
11. Aleme Hilli, Keşfu’l-Murad, Şerh-i Allame Şa’rani, s. 398, Kitapfuruşi-i İslamiye.


Kaynakça

[Düzenle]

İslamquest sitesi "Allah'ın Mahlukata Olan İlmi" makalesinden yararlanılmıştır.    


Bu sayfadaki kategoriler : Allah ve Alem | Din Felfesesi | Felsefe Konuları | Kelam İlmi




جعبه ابزار