Ahund Horasanî
Makaleyi PDF formatında kaydet
Molla Muhammed Kazım Ahund Horasanî(1255-1329 h.ş/1839-1911) muasır
Şii fakih,
taklit merciî, anayasal hareketin siyasî-dinî lideridir.
[Düzenle]
Ahund Horasanî
Meşhed şehrinde yaşayan
Molla Hüseyin Vaiz el-Herâtî’nin en küçük oğludur. Muhammed Kazım burada yani Meşhed şehrinde dünyaya geldi.
İslamî ilimlerin öğrenimine burada başlayıp orada da evlendi.
[Düzenle]
Ahond Horasani 1277/1860 yılında
Sebzevar’a gitmek üzere Meşhed şehrinden ayrıldı. Burada birkaç ay kaldı. Sebzevarda kaldığı süre içerisinde
Hac Molla Hâdî Sebzevârî’den (1289/1873)
felsefe dersleri aldı. Ardından buradan da ayrılıp
Tahran’a gitti.
Molla Hüseyin el-Hoî ve
Mirza Ebü’l-Hasan Cilve'nin (1896/1314) yanında felsefe öğrenimine devam etti. 1862/1279 yılında ise
Necef-i Eşref’e gitti. İki yılı aşkın bir süre
Şeyh Murtaza Ensarî’nin fıkıh ve
usul derslerine katıldı. 1864/1281 yılında üstadı vefat etti. Üstadı Şeyh Ensari vefat edince fıkıh ve usul derslerine
Mirza Muhammed Hasan Şirazi’nin yanında devam etti (1894/1312). Bunun yanı sıra diğer bazı üstadlardan da dersler aldı.
Seyyid Ali Şüşteri (1866/1283)) ,
Şeyh Razi en-Necefî (1873/1293) ve
Seyyid Mehdi Kazvini (1882/1300) bunlardan bazılarıdır.
1874/1291 yılında Mirza Şirazi Necef-i Eşref’ten
Samerra’ya gelip de burada ders vermeye devam edince Ahund Horasanî de Mirza’nın sayılı öğrencilerinden olduğu halde bir müddet Samerra’da ikamet etti.
Ancak Mirza’nın isteği üzerine Necef’e geri döndü ve burada ders vermeye başladı.
Mirza Şirazi faziletinden ötürü Ahund Horasani’yi çok över, öğrencilerini onun dersinden faydalanmaları için teşvik ederdi. Mirza Şirazi’nin vefatından sonra Samerra’daki ilim havzası maalesef sönmeye yüz tuttu. Bir defa daha gözler Necef İlim Havzasına ve liderine çevrildi. Ahund Horasani, Mirza Şirazi’nin yerine geçmişti. Artık Şia’nın en büyük taklid mercii olarak kabul edilmekteydi. İşte bu zaman diliminde bütün Şii yerleşim birimlerinden bilginler ve din ilimleri tahsil eden öğrenciler Onun ders halkalarına özellikle de Usul-i Fıkıh dersine katılmak için Necef-i Eşref’e gelmeye başladılar. Ders halkalarına oldukça yoğun miktarda öğrenci katılıyordu. O dönem için bu tarz bir katılım hiçbir kimse için duyulmuş/görülmüş değildi. Denildiğine göre konuyla ilgili rivayetlerin farklılığından ötürü Usul-u Fıkhın son devrine 1200 ile 2200 arasında öğrenci katılıyordu. Bu öğrencilerden 100-400 arası zaten
müçtehitti.
[Düzenle]
Ahund Horasânî bir taraftan ilmî çalışmalarla, öğrencilerin eğitim/öğretimiyle ve ilim havzasının işlerinin idaresiyle yoğun bir şekilde meşgulken ve şanı günden güne yayılırken beri taraftan da
İran’daki siyasî olayları da dakik bir şekilde takip etmekteydi. Bu bağlamda
Muzafferüddîn Şah’ın Rus Çarından borç almasına muhalefet ettiğine ve bu tür faaliyetlerin giderek yaygınlaşmasından ötürü kamuoyunu bilinçlendirme çabası içerisinde olduğuna dair bir takım veriler vardır. Ancak Ahund Horasani’nin siyasî bir lider gibi şan ve şöhretinin yayılması anayasal hareketinde (
meşrutiyet hareketinin) ciddî aktiviteler içinde bulunduğu dönemle başlar. Ahund Horasani kendisiyle çağdaş olan
Mirza Hüseyin Tahranî ve
Şeyh Abdullah el-Mazendârânî gibi iki müçtehitle birlikte bu hareketin öncü ve lider kadrosunda yer aldı. Şöyle ki bunlar İran’ın içindeki dinî ve siyasî liderlere mektuplar gönderir, telgraflar çeker ve bilinçlenmeleri için yayınlar çıkartırlardı.
Allame Mirza Hüseyin Nainî bu alanda “
Tenbîhü’l-Ümmet ve Tenzîhü’l-Millet” adında bir eser yayınlayarak Ahund Horasânî’ye yardımcı oldu. Allame Nâinî bu eserinde şer’î perspektiften
anayasal düzenin iyileştirilmesi için gerekçeleri ortaya koydu ve bu harekete muhalif olan bilginlerin kanıtlarını çürüttü. İşte Ahund Horasanî bu eser için bir önsöz kaleme aldı. Meşrutiyet hareketinin İslam Şeriatından alınmış olduğunu ilan etti.
Ahund, kendisini destekleyen yardımcılarıyla birlikte zulme bir sınır olsun diye anayasal düzenin teorilerini ortaya koymakta, beri taraftan da bütün Müslümanların bu harekete katılmaları gerektiği görüşünü benimsemekteydiler. 1907/1324 yılında
Muhammed Ali Şah yönetime geçince Ahund bir takım öğütler içeren bir mektubu kendisine gönderdi. Onu İslam şeriatının prensiplerine sımsıkı tutunmaya, adalete uygun davranmaya, ülkenin bağımsızlığını temin etmek için çaba göstermeye davet etti. Ancak Muhammed Ali Şah anayasa hareketinin desteğiyle başarılı olmasına rağmen
totaliter bir yönetim sergilemekteydi. Neticede
parlamenter sistem feshedilince Ahund Horasanî yönetim karşıtı mücadelesini bir adım ileriye taşıdı.
Ahund Horasanî, Muhammed Ali Şah’ın
diktatörlüğüne karşı mücadeleyi desteklemeleri için
İstanbul’da yaşayan özgürlükçü İranlıların güçlerinden de yararlanmak için çaba gösterdi. Nitekim O İstanbul’da bir grup özgürlükçü İranlılar tarafından kurulan “
Encümeni Saadeti İraniyan” adlı kuruluşa bir telgraf çekti. Muhammed Ali Şah’ın Rus Hükümetinden borç alabilmeye karşılık yönetim mücevherlerini rehin verdiğini öğrenmişti. Onlardan “Anayasanın 24. Ve 25. Maddeleri gereği İran hükümetinin parlamentonun onayını almadan herhangi bir sözleşmenin altına imza atamayacağına veya herhangi bir borç alamayacağına, Tahran hazinesinde hali hazırda bulunan mücevherlerin İran halkına ait olduğuna” dair resmî bir bildiri yayınlamalarını, İran Büyük Elçiliği ve yayınlanan gazeteler kanalıyla bunu belirtmelerini istedi. İran halkının Muhammed Ali Şah’a verilen hiçbir borcu kabul etmediğini ve bunun karşılığında hiçbir sorumluluk yüklenmediklerini ilan etmelerini istedi.
Beri taraftan Ahund Horasanî İran halkından da Muhammed Ali Şah’ın memurlarına vergileri ödemekten kaçınmalarını ve onun yönetimini devirmeleri çağrısında bulundu. Bizzat Onun, Mirza Hüseyin Tahranî’nin ve Şeyh Abdullah Mazenderânî’nin açıklamaları bu yöndeydi. Nitekim bu üç bilgin açıklamalarında
Kafkas,
Tiflis ve diğer coğrafyalardaki devrimci Müslümanlardan derhal Tebrizli devrimcilere yardıma koşmalarını ve
Kaçar diktatörlüğüne son vermelerini istedi.
Britanya Dış İşleri Bakanlığının resmi belgeleri bu dönemde
Rusya ve
İngiltere hükümetlerinin bir taraftan Şah’ı tehlikelerin dinmesi amacıyla şekilsel de olsa bir tür anayasal düzeni kabule zorlamakta beri taraftan da ulema sınıfını siyasî faaliyetlerden uzaklaştırmaya çalışmaktaydılar. Bilfiil bu iki devlet Ahund ve
Irak’ta ikamet etmekte olan anayasal hareketin geriye kalan liderlerine karşı ortak bir
muhtıra yayınladılar ve ulemadan siyasî faaliyetlerine son vermelerini istediler. Ayrıca İran’ın içindeki anayasal düzeni talep eden grupların liderlerinden de itidale uygun davranmalarını istediler. Bu muhtırada siyasî faaliyetlerin son bulması ameliyesinin müçtehitlerin kendilerinin yararına olacağı dile getirilmekteydi. Ancak Ulema yapı itibariyle kendilerine yönelik tehdit içerikli olan bu muhtıraya aldırış etmedi. Özellikle de Ahund Horasanî tavizsiz yapısını sürdürdü. O andan itibaren İngiltere yayın organları Ahund Horasanî’ye yönelik düşmanca tutumlar içine girdiler. Aynı zaman diliminde ise Ahund Horasanî liderliğindeki Necef Uleması İran içindeki hareketin liderlerin içinde bulundukları koşullarını, karşılaştığı sıkıntıları ve İran anayasal hareketini savunanların yerine getirdiği savaş ve mücadelenin şekli hakkındaki kitaplardan haberdar olmak için İran’a grup halinde bir sefer yapma kararı aldı. Ancak Kerbela şehrine ulaşınca Neceften gelenler
Sipahsalar Tunkabuni ve
Serdar Esad Bahtiyarî kuvvetlerinin Tahran’da ihtilal yaptıklarını ve Muhammed Ali Şah’ı tahttan indirdiklerini haber verdiler.
O esnada ilk gününden itibaren hareketin teorisyenliğini yapan kimi bilginler, anayasal harekete ve liderlerine karşı kuşku duymaya ve şüphe etmeye başladılar. Anayasal harekete destek vermeye davet eden bilginleri daha şiddetli bir şekilde kınamaya başladılar. Necef’te ikamet etmekte olan Ağa Seyyid Kâzım Yezdî bu bilginlerdendir. Kâzım Yezdî anayasal hareketle bağlarını kopardığını ilan etti. Ahund Horasanî’ye gelince O, hareketin siyasî liderlerini şiddetli bir şekilde eleştirdi. Ancak beri taraftan anayasal düzeni ilkesel olarak savunmaya devam etti.
[Düzenle]
Son olarak toplum tabakalarını bilgilendirmek ve sapmaların boyutunu göstermek için ulemadan bir grup arkadaşıyla İran’a yolculuk yapmaya karar verdi. Ancak Necef’te aniden vefat etti. Fakat ölümü doğal bir ölüm olarak kabul görmedi. Ahund’un İngiliz işbirlikçileri tarafından zehirletildiği uzak bir olasılık değildir. Zira Şeyh Abdullah Mazenderanî, Ahund’un vefatından on dört ay önceki bir konuşmasında kendisinin ve Ahund’un yaşamının tehlike altında olduğunu ilan etmişti.
Ahund Horasanî, ilmî derinliğinden ve Usul İlmine ilişkin yeniliklerinden ötürü büyük bir ilmî şöhrete nail oldu. Onun en önemli telifi olan
Kifâyetu’l-Usûl adlı eseri öğrencilerin havzadaki orta öğreniminin son ders halkasıdır. Beri taraftan bu eser Usul İlminin yüksek merhalesinde üstatların ders metodu için bir temel olarak kabul edilmektedir. Bu esere yüzü aşkın müçtehit tarafından haşiye ve talikalar kaleme alınmıştır.
[Düzenle]
Mirza Ebu’l-Hüseyin el-MişkînîŞeyh Muhammed Hüseyin Kâşifü’l-GıtâŞeyh Muhammed Cevâd BelâğîAğa Ziyaüddîn el-IrakîŞeyh Muhammed Ali ŞahabadîSeyyid Muhsin Emin el-Amili Seyyid Ebu’l-Hasan İsfahanîAğa Hüseyin KummîSeyyid Muhammed Taki HansarîSeyyid Abdülhüseyin el-HüccetSeyyid Hüseyin el-MüderrisŞeyh Muhammed Hüseyin el-İsfahanî (el-Kumpanî)Seyyid Sadruddîn SadrAğa Hüseyin BurucerdîSeyyid Abdullah BihbihânîSeyyid Abdülhadi ŞirazîSeyyid Muhsin el-HekimSeyyid Mahmut ŞahrudîAğa Bozorg et-Tahranî [Düzenle]
Ahund Horasanî’nin en meşhur telif, kitap ve risalelerinden
bazıları şunlardır:
Kifâyetü’l-Usûl
Talîka Ala’l-MekâsibDureru’l-Fevâid fî Şerhi’l-FerâidEl-Fevâidu’l-Fıkhiyye ve’l-UsûliyyeTekmiletu’t-TabsıraŞerh'u Tekmileti’t-TabsıraEl-İctihâd ve’t-TaklîdKitabun fi’l-Vakf [Düzenle]
1- Agabozorg, Hediyetu’r Razi ile’l Müceddid eş-Şirazî, Tahran, Mikat, 1403 h. k, s. 145
2- Muhsin Emin, E’yanu’ş Şia, Beyrut, Daru’t Tearuf, 1403 h. k,
3- İranica
4- Mehdi Bamdad, Tarih’i Rical’i İran, Tahran, Zevvar, 1347-1353 h. ş, ¼
5- Abdulhadi Hairî, Teşeyyü ve Meşrutiyet der İran, Tahran, Emir Kebir, 1360 h. ş, s. 155-160
6- Daneşname’i İran ve İslam
7- Hayruddin Zerkuli, el-İ’lam, Beyrut, 1969, 7/234
8- Ahmet Kesrevi, Tarih’i Meşrutiyet’i İran, Emir Kebir, 1356 h. ş, s. 730
9- Abdülhüseyin Kifaî, Merg der Nur, Zindegani Ahund Horasanî, Tahran, Zevvar, 1359 h. ş, Cem
10- Muhammed Ali Müderris, Reyhanet’ul Edep, Tebriz, 1346 h. ş
11- Muhammed Hüseyin Nainî, Tenbihu’l Ümmet ve Tenzihu’l Millet, Tahran, 1334 h. ş, Cem
12- Muhammed Hasan Necefi Kuçani, Seyahet’i Şark, Tahran, Emir Kebir, 1362 h. ş, s. 474 ve 476
[Düzenle]
[Düzenle]
• Büyük İslam Ansiklopedisi, Merkez'i Dairetu'l Maarif İslami, «Ahund Molla Muhammed Kazım Horasanî» makalesinden c. 1, s. 109dan alıntıdır.
• Ziyaretgah'hayi Irak, Muhammed Mehdi Fakih Behrul-Ulum, «Ahund Horasanî» makalesinden c. 1, s. 64ten alıntıdır.